FRANSA ERMENİLERDEN ÇOK RUMLARI SEVİNDİRDİ


ğEDİTÖRDEN
ğKIBRIS'TAN HABERLER
ğKIBRIS TÜRK ÜNİVERSİTELERİ
ğKİM KİMDİR ?
ğFİLATELİ
ğKİTAP
ğKIBRIS TÜRK MUTFAĞI
ğİLETİŞİM
ğASKER MEKTUBU
ğLİNKLER

 ANA SAYFA

e@mail

 Sayfa yenilemelerinden ve yeni başlıklardan haberdar olmak istiyorsanız e-mailinizi yazın.



    

Editör
Metin ÇETİN

webmaster&desing
Oğuz ÇETİN

 

  Fransız parlamentosu'nun sadece 50 üyeyle (ve de 50 üyenin oybirliğiyle) kabul ettiği tasarı, Ermenistan'daki Ermenilerden çok Rumları sevindirdi.

ALİTHİA, konuyla ilgili haberinde bu karar nedeniyle KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın Fransa'ya "saldırdığını" da yazdı.

MAHİ, "Vive La France" başlıklı bir yazısında parlemento kararını alkışlarken, HARAVGİ aynı konuda "Soykırımın Tanınması" başlıklı bir yazı yayımladı. "Gerçeğe ve adalete dayanan bir isteme gösterilen yaklaşım olduğu" iddia edilen kararın Türkleri ayağa kaldırdığı belirtilen yazıda, "Bu karar geçmişte alınmış olsaydı, Kürtler'e karşı ağır baskılar ve cezaevlerindeki son şiddet olaylarından belki de kaçınılabilirdi" şeklindeki görüşe yer verildi.

SİMERİNİ aynı konudaki yazısında Türkiye'nin, Fransa'ya müeyyide uygulama tehdidinde bulunduğunu iddia etti ve "Ankara dişlerini gıcırdatmış olabilir, ancak bu gıcırtdatma Fransız Parlementerlerin kulaklarına ulaşmadı" diye yazdı.

CYPRUS MAİL konuyla ilgili bir yazısında, Fransız Parlamento kararının Ankara'ya "bomba gibi" düştüğünü ve sert tepkilere neden olduğunu yazdı. Kıbrıslı Türkler'in emperyalist Fransa'yı kınadığını bildiren gazete, Güney Kıbrıs'ta yaşayan Ermeniler'in, kararı büyük bir çoşkuyla karşıladığını ileri sürdü. Gazeteye göre Ermeniler'in Rum Temsilciler Meclisi'ndeki temsilcisi Petros Kalaycian dün verdiği demeçte, Güney Kıbrıs'taki Ermeniler'in, "Ermeni Soykırımı ile ilgili tartışmasız gerçeklerin resmi olarak tanınmasından dolayı minnettarlık içinde olduklarını" söyledi.

Rum basınındaki sevinci daha iyi gösterebilmek için bazı yorumlara yer vermek istiyorum;

MAHİ: YOL AÇILDI

Fransız Meclisinin Ermeni Soykırımını tanımasından sonra, sıra bizim verdiğimiz kurbanların tanınmasına geldi. Bunun yolu da açıldı. 'Işıklar Kentinde' yani Paris'te benimsenmiş olan bu karar, aynen bir fener gibi diğer ülke siyasi liderlerini de aydınlatmalı, bizim verdiğimiz kurbanları da tanımalarına yol açmalı ve Türkiye'nin haklarımızı kabulü sağlanmalıdır. Zira Türkiye, onlarca yıldan beri, Devletler hukuku kuralarına uymamaktadır. Fransa yolu açmış ve artık Avrupalılar - sadece onlarla sınırlı kalmamalı tabii ki - da Fransızların yolunu izlemelidir.  Bunu beklediğimiz ülkeler arasında Birleşik Amerika da bulunuyor. Özellikle Amerika'daki yeni yönetimin Dışişleri Bakan Yardımcılığına Ermeni asıllı Edward Dericiyan'ı atamasından sonra, bu beklentimiz daha da artmış bulunmaktadır. (20.01.2001 yorum)

MAHİ: VIVE LA FRANCE

Birleşik Amerika'nın yeni Başkanı George W. Bush'un, Dışişleri Bakanlığında ikinci derecede önemli mevkie Türkiye'nin başlıca eleştiricileri arasında bulunan Edward Nariciyan'ı (Metinde aynen) ataması, Fransız Parlamentosunun 1915 yılında işlenmiş olan Ermeni Soykırımını oybirliği ile tanıyan tarihi kararının alınmasında önemli bir rol oynadı. 1915'te işlenmiş olan Ermeni Soykırımının tanınması ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı atamasının yapılmasından hemen sonra oldu ve Türkiye-Fransa ilişkilerini altüst etti.

Fransız Parlamentosunun OYBİRLİĞİYLE benimsediği bu kararla Ermenilerin hakları tanınmış oluyor ve Fransız Parlamenterlerin bu kararlarıyla gurur duymaları gerekiyor. Fransa'nın kararı Türkiye'yi manganın karşısında duvara dayanmaya mahkum etti.

Fransa örneğini, bugün Türkiye ile flört ederek kucaklaşmakta olan başka Avrupa ülkeleri de izleyecek, küçük ve güçsüz ülkelerin halklarını katleden, Ermeniler ile başlayan, Pontuslulara dönen ve bugün de Kıbrıs'ta benzeri hareketleri gündeme getirenlere karşı tutumlarını değiştirecekler midir? Böyle bir gelişme olursa bu, çok takdir edilecek bir hareket olacaktır.

Ümit ediyoruz ki Fransız Parlamentosu sadece Ermeni katliamı ile yetinmeyecek Türkiye'nin 1974 darbesini de resmen kınayacak kararı da alacaktır. Bu kararla diğer Avrupa ülkelerini de 'etkileyerek ,onların da şimdi Türkiye'ye karşı tutumlarını gözden geçirmelerine yol açacaklarını ümit ediyoruz. (20.01.2001 Ath. ALİSTRATLİS yorum)

POLİTİS: ERMENİLERİN `İLK ADIMI'

Elektronik Postamda biraz önce Amerika'daki Ulusal Ermeni Komitesince gönderilen bir mesaj buldum. Bu elektronik mesajda pek fazla gösterişe ve milliyetçilik coşkusuna kapılmadan, Fransız Parlamentosunun oybirliğiyle benimsemiş olduğu karar etrafında çeşitli görüşler belirtmektedir. Ancak bende izlenim bırakan husus, Ermeni Komitesinin, bu mesajda Fransız Parlamentosunun kararı hakkında tek bir defa görüş belirtmesi ve bunu da 'Ermenilerin soykırımının tanınmasına dair mücadelesinin ilk adımını teşkil ediyor' şeklinde tanımlaması oldu. Demek oluyor ki Ermeniler, 86 yıl sonra dikkatle ve fazla gürültü yaratmadan bu 'ilk adımı' görme onurunu yaşadılar. Şimdi de yollarına devam ederek ikinci, üçüncü vs adımları atmaya doğru ilerleyecekler.  (20.01.2001 Kostas KONSTANTİNU yorum)

POLİTİS: VAROLMAYAN KAHRAMANLIK

Büyük dedelerinin işlemiş oldukları bir suçun hatırasının her tazelenmesine karşı bugünkü Türkler neden sinirlenip köpürmekte ve sonra da celallenerek çileden çıkmaktadırlar? Tarihlerinde açılmış bunca kara deliğin bulunamayacağının, bunların kapanması gerektiğinin sınırları dışındakiler tarafından her hatırlatılmasında ısrar edenlerin hareketlerini gördüklerinde neden elektrik şokuna uğramışa dönmektedirler?

Jön Türkler 1915 yılında Ermenilere yaptıklarını, 1919'ta Pontuslulara, 1922 yılında da Küçük Asya'da Rumlara tekrarladılar. Durmadılar. Bugüne kadar devam ettiler. Kıbrıs'ta, Gökçeada ve Bozcaada'da, Kürdistan'da yaptıkları arasındaki tek farklılık suçun boyutlarında idi. 'Diğer' 1,5 milyonu yok etmeniz, solcuyu, Kıbrıslı Rumu veya herhangi bir diğer rahatsızlık vereni katletmeniz için gerekli olan işte o ruhi ortamdır. Türklerin tarihlerinden derinden derine utanç duyduklarını ve vicdanlarının sızlaması yüzünden tepki gösterdiklerini savunanlar hata işlemektedirler. Gerçek sanırım bunun tamamen tersidir. Türkler aslında, Ermenileri, Yunanlıları, Bulgarları ve Kürtleri yendikleri için gurur duymaktadırlar. Kendilerinin olmayan topraklar üzerine kurdukları bir vatana sahip bulundukları ve bunun büyük bir ülke olmasından dolayı gurur duymaktadırlar.

Şimdi Türkiye ve Fransa, soğuk savaş ortamına giriyorlar. Buna sebep tabii Fransa'nın Ermeni soykırımını tanımasının Türklerin vatanseverlik duygularını rencide etmesidir. Bu zıtlaşma ve rekabetin nereye kadar varacağını ve Fransa'nın, tıpkı Birleşik Amerika'nın yaptığı gibi, geri adım atıp atmayacağını kimse kestirememektedir. Ne ki bunun pek fazla önemi bulunmamaktadır. Asıl önemli olan bu durumun Türkiye için kabus gibi daima varolacağıdır.  (21.01.2001 Yorğos TZİVAS yorum)

SİMERİNİ: DÜNYADAKİ SÜRGÜNLER

Fransa Parlamentosu'nun 1915 yılında Ermenilerin Türkler tarafından katledilmesinin tanınması ile ilgili yasa önerisini oy birliğiyle kabul etmesi, Türkiye-Fransa ilişkilerinde büyük bir siyasi kriz yarattı. Fransa hükümeti ve meclisi, Türkiye hükümetinin hiç sebepsiz sergilediği vahşi bir saldırı ile karşı karşıya kaldı. Türkler, bu karara siyasi ve ekonomik intikam yöntemleriyle karşılık vereceklerini söylüyorlar. Bunun da ötesinde Türkiye, Türkiye- Ermenistan sınırlarında sorun çıkacağı yönünde tehdit er ileri sürüyor. Öte yandan ekonomi uzmanları, Fransız ürünlerinin boykot edilmesi için çağrıda bulunuyorlar. Türklerin tepkilerinin şiddeti, Türk idaresinin otarşik özelliğini ve modern Türkiye'nin demokratik bir dünyanın özellikle de Avrupa ailesinin değerlerini kabul etme konusundaki yetersizliğini ortaya koymaktadır.  .(20.01.2001 Marios DİMİTİRİOS yorum)

Tepkide   ölçüyü kaçırmayalım

TSK "Ermeni Sorunu"nu internete taşıdı

 

24.01.2001

Yukarı

Ana Sayfa