Yaklaşık bir yıl aradan sonra KKTC'ne 10 günlük bir ziyarette bulundum.
Olumlu diyebileceğim gelişmeler gördüğüm gibi eskiye göre kötüye giden konulara
da rastladım. "Kıbrıs hiç değişmemiş!" dediğim konular ise çok
fazlaydı. İsterseniz günlüğümün sayfalarını çevirmeye başlayalım:
30 Eylül Perşembe:
- Ercan Havaalanı'na iniş.. Havaalanı'nda
gümrük girişi için "kimlikle giriş" ve "pasaportla
giriş" adı altında bankolar ayrılmış ama kimlikle giriş yapılacak
bankolar boştu. Buna rağmen gümrükçülerin olumlu yaklaşımı şikayetlerin
artmasını engelliyordu.
- İşlemlerin tamamlanmasının ardından
TRT Bürosu'na vardık.(Tabii bu arada KTHY servisine güvenen yolcuların hayal
kırıklığına uğrayacağını duyurayım. Çünkü:KTHY servis otobüsleri artık
hizmet vermiyormuş) TRT misafirhanesine yerleştikten sonra Ledra Palas Sınır
kapısı yanındaki Dış Basın Birliği'ne uğradık.
- Restoranın İşletmecisi Ünal'ın
kahvesini içtikten sonra Arasta'ya doğru yola çıktık. Yolda BRT'nin eski
müdürlerinden İsmet Kotak'a rastladım ve siyasi alanda ilk bilgimi aldım. Yaklaşan
Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın kampanya
hazırlıklarında aktif görev almaya hazırlanıyor. (Cumhurbaşkanlığı
seçimine ilişkin gelişmeleri bundan sonra sık sık izleyeceksiniz)
- Arasta'da Güneydoğu Kebapçısı Ali
Usta'ya uğradık. Akşam yemeğimizi yedik. Fiyatlar Kıbrıs standartlarına göre belki
normal ama Türkiye'den- özellikle hazırlıksız- gelenler için sürpriz sayılabilir.
1 Ekim Cuma:
- Türkiye'nin Lefkoşe Büyükelçiliği'ne
uğrayış... Basın Müşaviri Leyla Yaratan hanımefendiyi ziyaret... Büyükelçi
Ertuğrul Apakan'a nezaket ziyareti için randevu talebi(Salı günü de Seval
Hanım aracılığı ile randevu talebi tekrarlandı ama Büyükelçimizin yoğunluğu
nedeniyle bu talep gerçekleşmedi)...
- Peyak'tan alışveriş(Peyak
mağazası gelişmiş güzelleşmiş) ...
- Dış Basın Birliği'ni tekrar ziyaret,
Zaman ve STV'nin temsilcisi Teoman Turan ile görüşme...
2 Ekim Cumartesi:
- Belediye Pazarı (Bandabulya)nda
TRT'ye yıllarca hizmet veren TAK Ajans'ın eski müdürlerinden rahmetli Kemal Aşık'ın
oğlu Semavi Aşığı gördüm. İşyeri tam bir dergah gibi. Özellikle hafta sonları
hem alışveriş hem sohbet yeri (İletişim sayfasında Semavi Aşığın
gönderdiği e-mail'i okuyabilirsiniz)
- Arasta'da işyeri sahibi Kıbrıslı
Özkan Zeki'ye de rastladım. Çevrede ucuz kot bulabileceğim bir esnaf olup
olmadığını sordum. Sırtındaki gömlekten ayağındaki pantalona kadar tüm
giyeceklerini Türkiye'den aldığı cevabını verdi..
- Çarşıda aynı dost yüzler, aynı
sevecenlik. Ancak biraz konuşunca güleryüzün arkasındaki kederli ifadeyi
farkediyorsun. Soygun, hırsızlık, cinayetler insanları biraz daha karamsar yapmış. "Tüm
kötülüklerin Türkiye'den ithal olduğu" yolundaki yaygın kanaat ise beni
endişelendiriyor.
- Öğleden sonra Kameraman Yaşar Suvat ile
birlikte Girne'ye gittik. Lefkoşe-Girne yolunda Gönyeli kavşağından itibaren çift
yol yapım çalışmaları başlamış... Girne'den Abdullah Azizoğlu'nu da alarak
Teknecik Santrali yakınlarında balık avına oturduk. Pek balık çıkmadı ama santrala
bakarak düşünme şansına sahip olabildim. (Nasredden Hocanın 9 yumurtayı
bir akçayı alıp 10 yumurtayı bir akçaya satması gibi KIB-TEK'in de ürettiği
elektriği maliyetinden de ucuza satmasını ve dolayısıyla sıkıntı çekmesini daha
sonra geniş bir biçimde işleyeceğiz)
- Dönüş yolunda Lefkoşe'ye girerken
Kermiya yolundaki Lemar Markete girdik. Kıbrıs standartlarında tam bir alışveriş
merkezi olmuş. Sonra Astro adlı alışveriş merkezini de gezme şansım oldu. KKTC'nde
marketçilik oldukça gelişmiş ancak fiyatları Türkiye ile kıyaslamamak gerek.
Çünkü: Makarna ve konserve gibi birkaç kalem dışında fiyatlar -özellikle
sebze meyve- oldukça yüksek.
3 Ekim Pazar:
- Pazar gününü istirahatle geçirdik.
4 Ekim Pazartesi:
- Burhan Nalbantoğlu Hastahanesi Başhekimi
Zeka Mahirel'i ziyaret ettik ve her zamanki gibi panoda yayınlanan özdeyişleri okuduk.
Özdeyişler biraz daha radikalleşmiş. Yoktan yonga yaratmaya çalışan insanların
rahatlığı içindeki Mahirel'le kahvemizi içtik.
- KKTC'nin en büyük internet erişimi
sağlayıcısı Com TECH'in sahibi, arkadaşım Hilmi Kansu'yu görebildim. KKTC'nin
tanıtımı için hazırladığı CD'yi kendi alanında aşan bir CD henüz
yapılmadı. Ancak bununla yetinmeyen Hilmi Kansu, uydu aracılığı ile internet
erişimi sağlayarak KKTC'nin dışa açılması yolunda çok büyük adım attı. (Linkler
sayfamızda Kansu'nun sitesi için de bir link bulacaksınız)
5 Ekim Salı:
- Cumhurbaşkanlığını ziyaret...
Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürleri içinde bugüne kadar gördüğüm en
güleryüzlüsü olan Uğur Karagözlü ve Emine hanımla sohbet ettik.
- TGRT'nin Kıbrıs Temsilcisi Mesut
Günsev'i ziyaret ettim. Mesut abi kartvizini dolduran işlerin arasına bir de Kıbrıs
Genç Tv'nin sunuculuğunu eklemiş, haftada iki gün haber sunuyor.
- Kemal Remzi den sonra Yay-Sat'ın sahibi
Halil Paşa'yı ziyaret ettik.
- Akşama Dış Basın Birliği'nin
restoranında yemek vardı. Yemekte, Milliyet'in Kıbrıs Temsilcisi ve Halkın Sesi
Gazetesi'nin Yazı İşleri Müdürü Akay Cemal ile TAK Ajans'tan Saadettin
Celaleddinoğlu ile birlikte olduk. Tabii eski günler hatırlandı, çeşitli sorunlar
hakkında görüş alışverişinde bulunduk. En ilginci, suyun metreküp fiyatının 70
bin lira olmasıydı. (Ayda 10 metreküp su tüketen bir vatandaşın aylık su
faturası sadece 700 bin Tl.)
6 Ekim Çarşamba:
- Başbakanlık Basın Bürosu'ndan Nurper
Moreket ile Dışişleri ve Savunma Bakanlığı Enformasyon Dairesi'nden Sabahattin
Egeli'yi gördüm.
- Öğleden sonra Yaşar Suvat ve oğlum
Oğuz ile Girne'ye gittik. Oğlum Oğuz, Yaşar'la Hazreti Ömer Tekkesi'ne geçti. Oğuz
yüzmeyi, Yaşar balık tutmayı tercih etti. Ben ise Girne'de kalıp eski
dostları görüp fotoğraf çekmeyi seçtim.
- Akşam TRT Kıbrıs Haber Bürosu
Müdürü İbrahim Gürkan Sarı ile birlikte BRT'ye gittik. Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, TRT'de yayınlanacak Forum programına BRT Stüdyosu'ndan katılacaktı.
Akşamın -benim için- hoş sürprizi, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın bana bir kravat
hediye etmesiydi. Yayın için önce kravat değiştik. Sonra da Denktaş kendi
kravatını hediye etti (Böylece bir Cumhurbaşkanı Kravatım bir de
Cumhurbaşkanlığı Kravatım olmuş oldu)
7 Ekim Perşembe:
- Tak Ajans'ı ziyaret ettim. Perihan Aziz
başta olmak üzere tüm eski arkadaşları görme şansım oldu.
- Konica Center'deki Dinçer Çağın ile
eşi Aydın hanımı ziyaretin ardından Kıbrıs'ın genç işadamlarından Ertan
Birinci'ye rastladım. Türkiye'deki Genç Tv'nin "Kıbrıs Genç Tv"
versiyonunun başına geçen Birinci, Hürriyet gazetesinin "Kıbrıs
Hürriyet" versiyonuna da sahip oldu. Genç ve yaratıcı işadamı KKTC'nde
yeni açılan sinemaların da öncüsü oldu.
- Aynı gün Türkiye'den giderek KKTC'ne
yerleşen Turan Hiçsönmez'i de gördüm.
8 Ekim Cuma:
- Merkez Bankası Başkanı Demirhan
Sayıner'i ziyaret ettim. Ziyaret benim açımdan çok yararlı oldu.
- KKTC Merkez Bankası'nın kolleksiyoncular
açısından çok değerli bir uygulaması var. Cumhuriyet Altını ve Gümüş para....
Çift yıllarda özel kalıpla Cumhuriyet altını bastırılıyor. 600 adet bastırılan
Cumhuriyet altınının kalıpları imha ediliyor. Böylece aynı paranın tekrar
basılması sözkonusu olmadığı için bu altınların kolleksiyon değeri yükseliyor.
Son olarak Cumhuriyetin 15'inci, Barış Harekatı'nın 25'inci yıldönümleri nedeniyle
altın ve gümüş para basılmış. Birer tane elde etme şansım oldu. 15 Kasım'da ise
Doktor Fazıl Küçük için hazırlanan altın para piyasaya çıkarılacak....
Kolleksiyonculara duyurulur.
9 Ekim Cumartesi:
- İbrahim Gürkan Sarı ve Yaşar Suvat ile
birlikte Arasta'da Yusuf Usta'- nın yerine gittik. Eski Ocakbaşı'nın ustalarından
olan Yusuf Usta kendi yerini açmış. Temiz ve güleryüzlü servisi ile çarşıya gelen
turistlerin de ilgisini çekiyor.
- KKTC'ni ziyaret günlerinin tek ortak
özelliği grevlerdi. Eti'de grev vardı. Cumhurbaşkanı Denktaş, -biraz da siyasi
nedenle- grevcileri destekliyor. Grevcilere, iyi bir avukat tutarak şirket
malvarlığının haczedilmesi ve işçilerin alacaklarını tahsil etmesi önerisinde
bulunuyor. Ancak bu grevden daha acısı, öğretmenlerin eylemi! KKTC'nde -hemen- her
ders yılı başında bir nedenle grev yapılır. Öğrencilerin eğitimi aksar.
Tarafları dinlerseniz, hem grevciler hem de yönetim öğrencilerin eğitimini en fazla
düşünen taraftır ama her yıl öğrenciler mağdur olur. Bu yıl da öğretmenlerin
eylemini görme şanssızlığına nail oldum.
10 Ekim Pazar:
Kıbrıs Sorunundaki son gelişmeler ve New York
görüşmeleriyle ilgilenenlerin öncelikle Kıbrıs Sorununun tarihçesi
hakkında bilgi sahibi olmasını dilerim. |
Rumlara
göre;Kıbrıs Sorunu
niçin 1974'te başlar?
Yabancı gözüyle KKTC
!Devre
tatil!
Ana sayfa
e@mail
|