KKTC'ne uzanan süreç
Adım adım Kıbrıs Sorunu
- Kıbrıs’ın tarihinden söz ederken, bir ulusun değil, coğrafi bir bölgenin
tarihinden söz edilebilir.
- Tarihinde hiçbir dönem,
bağımsız, tek başına bir ulus-devlet olamayan
Kıbrıs’ın tarihi, doğu akdenize egemen olan ulusların tarihi ile iç
içedir.
- Milattan binlerce yıl öncesine
baktığımızda, deniz ticaretinin ilk geliştiği çağlarda adanın değişik
köşelerinde oluşmuş siteler (şehir devletler) görülür. (Soli, Vuni, Salamis krallıkları gibi)
- Akdeniz’deki deniz ticaretine egemen olan cenevizlilerin
hakimiyeti görülür bir süre.
- Bu egemenlik de 1571’de
Osmanlı’nın Kıbrıs’ı fethiyle sona ermiştir. Kıbrıs’ın geçici olarak
İngilizlere devri, birinci dünya savaşında Osmanlı İmparatorluğu ile
İngiltere’nin karşı kamplarda olması nedeniyle İngiltere’nin Kıbrıs’ı tek yanlı ilhakıyla sonuçlanır.
Lozan Antlaşmasıyla kurulan
Türkiye Cumhuriyeti bu ilhak kararını tanır.
Kıbrıs Cumhuriyeti
- Kıbrıs’taki Rumların Enosis hülyası, Rumların İngilizlerle mücadelesi,
Rum-Türk çıkarlarının ayrılığı, 16 Ağustos 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti’nin
kurulmasıyla sonuçlanır.
- Ada tarihinde böylece ilk kez bir devlet kurulur. Ancak bu devlet, bağımsız
üniter bir devlet değil; İki toplum esasına dayalı ve bağımsızlığı vesayet
altında bir devlettir. İngiltere, Türkiye ve Yunanistan bu devletin
bağımsızlığının ve iki toplumlu yapısının garantörüdür. Anayasa uyarınca,
garantörlerin, topluca veya tek yanlı, müdahale hakkı vardır. Ayrıca Kıbrıs,
Türkiye ve Yunanistan’ın birlikte üye olmadığı bir kuruluşa katılamaz.
- Ancak Rum toplumunun Kıbrıs’ın tümüne sahip olma hevesi nedeniyle bu
cumhuriyet uzun ömürlü olmaz.
Genel KomiteMakarios’un 21 Aralık 1963’te
başlattığı saldırılar sonucu Türklerin devletten dışlanması ve 103 köyü
terkederek adanın yüzde 3’lük bölümüne sığınmak zorunda kalması üzerine,
Türkler Genel Komite’yi kurarlar.
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş’ın, “Rumların hiçbir zaman Türkleri yönetmediği” sözlerinin temeli, bu
genel komitenin oluşturulmasına dayanmaktadır.
Kıbrıs
Geçici Türk Yönetimi
- Rum saldırılarının devamı ve
Geçitkale-Boğaziçi saldırılarının ardından Türk tarafı 27 Aralık 1967’de
“Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi”ni kurar. Yasama, yürütme ve yargı işleri Temel
Kurallar uyarınca yürütülmeye başlanır.
Kıbrıs Türk Yönetimi
- 15 Temmuz 1974 Nikos Sampson darbesi ve 20
Temmuz 1974 Kıbrıs Barış harekatının ardından yakın bir çözüm ihtimalinin
görülmemesi üzerine, 1 Ekim 1974’te, “Kıbrıs Türk Geçici Yönetimi”
deyiminden “geçici” kelimesi atılarak “Kıbrıs Türk Yönetimi” oluşturulur.
Kıbrıs
Türk Federe Devleti15 Temmuz 1974 darbesi ile adayı
terketmek zorunda kalan Makarios’un adaya dönüşü üzerine, Türk tarafı, olası bir
federasyonun türk kanadını oluşturmak üzere, 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk
Federe Devleti’ni ilan eder.
24 Şubat’ta Kurucu Meclis oluşturulur.
KTFD Anayasasının hazırlanmasının ardından 8 Haziran 1976’de halk oylamasına
sunulan anayasanın ışığında, 20 Haziran 1976’ta seçimler yapılır.
Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
(yukarı)
ADIM
ADIM KIBRIS SORUNUKıbrıs Türklerinin KKTC’ni giden
yoldaki yönetim aşamalarını kısaca gördükten sonra New York’ta yeniden
müzakeresine başlanan Kıbrıs sorununun tarihçesine göz atabiliriz:
Kıbrıs sorunu, yaklaşık 40 yıllık bir geçmişe sahip.
11 Şubat 1959'da İngiltere'nin Ada'dan çekileceğini duyurmasının ardından,
Kıbrıs Türklerinden sayıca fazla olan Rumlar, Ada'ın kendilerine bırakılmasını
talep ederken, Türk tarafı bu talebe çeşitli nedenlerle karşı çıkıyordu.
Ada, İngiltere'nin denetimine geçmeden çok önce Türkler tarafından
yönetilmekteydi. Ayrıca, o ana kadar Kıbrıslı Türklerle Rumlar Ada'da
azınlık-çoğunluk ilişkisi olmaksızın ki eşit toplum statüsünde yaşıyorlardı.
Kıbrıslı Türklerin Rumların önerisine şiddetle karşı çıkmasının üçüncü
ve en önemli nedeni ise Rumların "Enosis" çerçevesi içinde Ada'yı
Yunanistan'a bağlama çabalarıydı.
Kıbrıs Türkleri Ada'nın taksimini istiyordu.”Ya Taksim Ya Ölüm”
LONDRA VE ZÜRİH ANLAŞMALARI
- İngiltere'nin Ada'yı bırakacağını
açıklamasının ardından Türkiye ve Yunanistan, İngiltere'nin öncülüğünde Zürih
ve Londra'da biraraya gelerek bir anlaşmaya varıyordu. Zürih ve Londra anlaşmaları
olarak anılan metinler, "Bağımsızlık, iki toplumun ortaklığı, toplumsal
alanda otonomi ve çüzümün Türkiye, Yunanistan ve İngiltere tarafından garanti
edilmesi" ilkelerine dayandırılıyordu.
- Bu çerçevede, fonksiyonel bir federasyon
öngören bir anayasa, bunun temel maddelerinin yarattığı durumu teminat altına alan
"Garanti anlaşması", İngiltere'ye iki egemen üs bölgesi bırakan
"Kuruluş anlaşması" ve Türkiye ile Yunanistan'ın Kıbrıs'ta askeri birlik
bulundurmalarını sağlayan "İttifak anlaşması" ortaya çıkıyor ve bu iki
anlaşma daha sonra iki toplum liderinin onayına sunuluyordu.
KIBRIS CUMHURİYETİ VE KANLI NOELLondra ve Zürih anlaşmalarına dayanan
Kıbrıs Cumhuriyeti, 16 Ağustos 1960 tarihinde resmen kurulmuştu. Bu anlaşmalara göre
Türkler ve Rumlar ortaktı ve Ada'nın yönetimi Türkler ile Rumlar arasında
paylaştırılmıştı. Anlaşmaların oluşturduğu sisteme göre cumhurbaşkanı Rum,
yardımcısı ise Türk olacaktı. Yine bu anlaşmalara göre, bakanlar ve polis gücü de
Türkler ve Rumlar arasında paylaştırılmıştı.
Ancak Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilk
cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios, 1960 anayasasının yürümediğini öne sürüyor,
bazı değişiklikler yapılmasını istiyordu. Makarios'un amacı bunu açıkca dile
getirmemekle birlikte, "Türklerin ancak azınlık statüsünde olduğu" fikrini
anayasaya yerleştirmek ve Türkleri Ada'nın yönetiminden tamamen tasfiye etmekti.
Bu gelişmeleri takiben Rumlar Ada'da 1960
anlaşmalarıyla kurulan uzlaşma ortamını bozarak, Kıbrıslı Türkleri yönetimden
tamamen uzaklaştırmışlardı.
Klerides'in değişiklik önerilerinin
Türkler tarafından reddedilmesinin ardından da, iki toplum arasındaki gerginlikler
kanlı çatışmalara dönüşüyordu.
Çatışmalar, 1963 yılında "Kanlı
Noel" olarak anılan olaylar zincirine yol açtı. Türkiye, diğer garantör
ülkeler olan İngiltere ve Yunanistan nezdinde 23 Aralık 1963'te bir teşebbüste
bulunarak Rumların saldırılarının durdurulması konusunda Garanti Anlaşması'nın
tüm imkanlarının kullanılmasını istedi. Üç garantör ülke, 24 Aralık'ta
yayınladıkları bir ortak bildiriyle tarafları ateşkese çağırdıysa da Rum
çetelerinin saldırıları durmadı.
Birçok Kıbrıs Türkü'nün hayatını
kaybettiği bu saldırılar dünya kamuoyu tarafından lanetlendi ve tarafların isteği
üzerine uyuşmazlık 26 Şubat 1964'te BM Güvenlik Konseyi'ne gitti.
1964'te Ada'ya BM Barış Gücü
gönderildi, ancak barış gücü de Ada'da güvenliği sağlayamadı. Türkiye'nin
Haziran başında adaya asker çıkarma kararı ise ABD'nin diplomatik girişimiyle
durduruldu.
BM Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıs Rum
Yönetimi'ni muhatap alması, saldırıların 1974 yılına kadar sürmesine neden oldu.
1974 KIBRIS BARIŞ
HAREKATI Yunanistan'da 15 Temmuz
1974'te yapılan askeri darbenin ardından 20 Temmuz'da Türkiye, garanti anlaşmasının
kendisine verdiği hak ve yükümlülüğe dayanarak, Ada'ya bir barış harekatı
gerçekleştirdi.
Barış Harekatı, aralarında ABD'nin de
bulunduğu birçok Batı ülkesinin tepkisini çekti.Ancak 1974 yılındaki harekattan bu
yana, 1996'daki sınır delme girişimleri dışında iki toplum arasında çatışma
olmadı.
BM
GİRİŞİMLERİ SÜRÜYOR Barış Harekatı'nı takip eden yılda
Ada'daki iki toplum arasında nüfus mübadelesi anlaşması yapıldı
Bu dönem, BM'nin, Ada'da federal bir yapı oluşturulmasına yönelik girişimlerini
yoğunlaştırdığı yıllar olarak hatırlanıyor. Bu kapsamda, 1975-1976 yıllarında
Viyana'da görüşmeler yapıldı. Viyana'daki görüşmeleri 1977-79 yıllarındaki
dolaylı görüşmeler izledi. Denktaş ve Makarios arasında bu dönemde varılan
"Doruk anlaşması",Ardından Denktaş-Kiprianu anlaşması BM müzakere
sürecinde temel olarak anılan unsurlar oldular. Bu anlaşmala göre, Kıbrıs;
bağımsız, bağlantısız, iki toplumlu, iki kesimli bir cumhuriyet olacaktı.
KKTC'NİN İLANI VE TOPLUMLARARASI
GÖRÜŞMELER Müzakere sürecinde somut adım
atılamaması, 15 Kasım 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilan
edilmesiyle sonuçlandı.
1985-1986 yıllarındaki
toplumlararası görüşmeler sonucu BM'nin önerilerinin KKTC tarafından kabul edilmesi,
Ada'da bir çözüme yaklaşıldığı umudu doğurdu. Ancak bu umutlar da Rum tarafının
uzlaşmaz tutumuyla sona erdi.
GALİ
FİKİRLER DİZİSİSoruna çözüm bulma çabalarını
sürdüren dönemin BM Genel Sekreteri Butros Gali, 1992 yılında "Gali Fikirler
Dizisi" olarak anılan önerileri ortaya attı.
100 paragraftan oluşan fikirler dizisi, çözüme yönelik
öneriler içermekteydi. Gali Fikirler Dizisinin tartışmaya açıldığı dönemde, iki
toplum arasındaki güvensizlik nedeniyle bu kez de "Güven Arttırıcı Önlemler
Paketi" gündeme geldi. Bu paket, 1992-1994 yıllarında, Ada'da çözüme yönelik
yapılan girişimlerde hep tartışıldı.
Kıbrıs Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides, 1994'ün
Ekim ayında, Gali Fikirler Dizisi'ni kabul etmediğini açıkladı.
Klerides, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde
fikirler dizisini kabul etmeyeceğini sık sık tekrarlayarak, bunu seçim malzemesi
olarak kullandı.
Az bir farkla cumhurbaşkanlığını kazanan Klerides,
söylediğini yaptı ve Fikirler Dizisi'ni reddederek görüşmelerden çekildi.
AB'YE
BAŞVURURum yönetimi lideri
Klerides, 1960 anlaşmalarına aykırı bir şekilde, görüşmelerin yeniden
başlayabilmesi için, Rum kesiminin AB'ye üyelik müracatının Türk tarafınca kabul
edilmesini ön koşul olarak ileri sürmeye başladı.
Türkiye ve KKTC bu ön koşula karşı çıktı ve
görüşmeler bir kez daha kesildi.
ADA'NIN
SİLAHLANMASI1994 yılından sonraki dönem, Rum
kesiminin Yunanistan ile "Ortak Savunma Doktrini" oluşturması ve bu
çerçevede Ada'nın güneyine hava ve deniz üsleri kurarak, sorunu uluslararası
platforma çekme çabalarına sahne oldu.
Son olarak, Rum kesiminin Rusya'dan S-300 füzeleri
alacağını açıklaması, taraflar arasındaki gerginliği bir kez daha tırmandırdı
Türkiye, KKTC halkına karşı garantisini eksiksiz olarak
sürdüreceğini ve gelişmelere seyirci kalmayacağını sık sık dile getirdi ve bu,
Ankara'ya gelen Denktaş ile Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in bir ortak deklarasyon
yayınlaması ile teyid edildi.
NEW
YORK DOĞRUDAN GÖRÜŞMELERİ ve ABABD Başkanı Bill Clinton,
Dayton anlaşması mimarı Richard Holbrooke'u Kıbrıs Özel temsilcisi olarak atadı.
Taraflar arasındaki görüşmeler, 2 Ocak 1997'de
görevine atanan BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın iyi niyet misyonuna gösterilen destek
çerçevesinde New York'ta 9 Temmuz 1997'de yeniden başladı.
Cumhurbaşkanı Denktaş ve Kıbrıs Rum yönetimi
lideri Klerides, bu görüşmelerle 3 yıl aradan sonra ilk kez BM gözetiminde biraraya
geldiler. Ancak bu kez, görüşmelerin üzerine gölge düşüren açıklama AB
Komisyonu'ndan geldi.
Görüşmeler sürerken Komisyon'un
yayınladığı "Gündem 2000" raporunda, Kıbrıs Rum yönetimi ile AB'ye tam
üyelik müzakerelerinin başlatılması yönündeki tavsiye kararı, BM iyi niyet
misyonuna gölge düşürdü. 15 Ağustos 1997'de hiçbir ilerleme sağlanamadan
görüşmeler sona erdi.
TÜRKİYE-KKTC
ORTAKLIK KONSEYİ ANLAŞMASINew York'taki Kıbrıs doğrudan
görüşmelerinin birici turu sürerken, AB Komisyonu'nun aldığı tavsiye kararının
ardından, Ada'ya giden TC Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş arasında, 6 Ağustos'ta "Ortaklık Konseyi Anlaşması" imzalandı.
Türkiye ile KKTC tarafından 20 Ocak 1997 ve 20 Temmuz
1997 tarihlerinde yapılan ortak açıklamalara dayandırılan anlaşmanın ardından
yapılan açıklamada, Rum yönetimi ile AB arasında üyelik müzakerelerinin
başlatılmasına ilişkin kararın yol açacağı olumsuz gelişmelerden, AB'nin sorumlu
olacağı belirtildi.
Clinton'un Özel Temsilcisi Holbrooke, Kasım 1997'de
bölgedeki temasları çerçevesinde Ada'ya giderek iki liderle bir araya geldi. Üçlü
görüşmenin ardından yeniden Ankara'ya dönen Holbrooke, görüşmelerde hiçbir aşama
kaydedilmediğini açıkladı.
ECEVİT,
ADA'DAEcevit beraberinde kalabalık bir
heyetle KKTC'nin 14. kuruluş yıldönümü kutlamaları için 15 Kasım'da Ada'ya gitti.
Ecevit, AB'nin Kıbrıs Rum kesimi ile tek yanlı müzakere başlatması durumunda,
toplumlararası görüşmelerin tamamen kesileceği ve Türkiye ile KKTC arasında daha
önceden başlamış olan kısmi bütünleşmenin tamamlanacağı uyarısında bulundu.
S-300
FÜZELERİ
- Rus yapısı S-300 füzeleri, 1998 yılında Kıbrıs sorununa
damgasını vurdu.
Bu arada, AB Rum kesimi ile üyelik müzakerelerini 30 Mart'ta başlattı.
Türkiye ile KKTC bu karara karşılık ilişkileri derinleştirme kararı
aldıklarını açıkladılar.
Holbrooke, Nisan ayının sonunda Ada'da yeniden çözüm arayışlarına girdi ancak
yine başarısızlığa uğradı.
Ada'daki gerginlik Haziran ayında Rumların kullanıma soktuğu Baf hava üssüne
Yunanistan'ın 4 adet F-16 indirmesi ve bunlardan ikisinin üste gecelemesiyle tırmandı.
Duruma sert tepki gösteren Türkiye, Yunan uçaklarının üssü terketmesini takiben, 6
adet F-16 uçağını, misilleme olarak, KKTC'nin Geçitkale üssüne indirdi. Türk
F-16'larının üçü, geceyi Geçitkale üssünde geçirdi.
DENKTAŞ'TAN KONFEDERASYON ÖNERİSİCumhurbaşkanı Denktaş, Ağustos
ayının sonunda konfederasyon önerisinde bulundu. ABD, Denktaş'ın önerisini
"üzerinde durmaya değer" olarak nitelendirirken, Rum ve Yunan tarafı
reddetti.
1999 yılının ilk aylarında,
Rumlar, Ankara ve Lefkoşa'nın kararlı tavrı ve artan baskılar nedeniyle Rusya'dan
aldıkları S-300 füzelerinden vazgeçmek zorunda kaldı. Füzeler, Girit'e
yerleştirildi.
Kıbrıs sorunu açısından 1999
yılının önemli gelişmelerinden biri BM Güvenlik Konseyi'nin 29 Haziran'daki
toplantısında soruna ilişkin iki karar çıkartması oldu. G-8 ülkelerinin Kıbrıs
sorununa ilişkin tutumlarına dayandırılan kararlardan birinde, Ada'daki Barış
Gücü'nün süresi uzatıldı. Diğer kararda ise Genel Sekreter'e, iyi niyet görevi
çerçevesinde, tarafları masaya çağırması talimatı verilerek, bu görüşmelerin
ön koşulsuz yapılması istendi.
Denktaş ve Klerides, Genel
Sekreter'in Kasım ayının ortalarında yaptığı görüşme çağrısı üzerine,
Aralık ayı’nda New York'ta dolaylı görüşmeler için Genel Sekreter Kofi Annan'la
biraraya geldiler.
DOLAYLI GÖRÜŞMELERDenktaş ile Klerides arasında
başlatılan dolaylı görüşmeler, 2000 yılını ve belki de sonrasını kapsayacak
yeni bir görüşme sürecinin başlangıcı oldu.
Dolaylı görüşmeleri başka bir
bölümde yayınlayacağız Ancak şunu söyleyebiliriz ki, Rum tarafı barışa razı
olsa da olmasada KKTC gün geçtikçe varlığını kuvvetlendiriyor. Bu durum Rumlar ve
KKTC’ni ziyaret eden yabancılar tarafından da açıkça görülüyor:
(yukarı) |
Yabancı
gözüyle KKTC
!Devre tatil!
Ana sayfa
e@mail |