kıbrıs sorunu Rumlara göre
niçin 1974'te başlar?

ani3.gif (15574 bytes)

  • Çünkü; Makarios'a göre Kıbrıs Sorunu çözülmüştü!
  • Rum Ortodoks Kilisesinin ruhani lideri olan Makarios Türklere karşı bir din savaşı veriyordu. 21 Aralık 1963 saldırılarıyla birlikte Türklerin 103 köyü terk etmesi üzerine bu köylerdeki camiler teker teker yakılıp yıkıldı. Papazlar da bu çatışmalarda fiilen görev aldı.
  • Rum Yönetimi'nin o zamanki lideri, Rum Ortodoks Kilisesinin Ruhani Lideri Makarios'un öncülüğünde hazırlanan Akritas Planı adım adım uygulanırken, ölen, sürgüne giden, katliamlar sonucu yok edilenler de Türkler oluyordu.
  • Kıbrıs Türklerine yönelik saldırılara katılan bir papazTapu kayıtlarına göre ada topraklarının % 39' undan fazlasına sahip olan Kıbrıs Türkleri %3'lük yere sıkışmış, can havliyle savunmaya geçmişti. Türkiye Kıbrıs'a müdahale etmek isteyen Türkiye "Johnson Mektubu" ile engelleniyor, barışı korumak için adaya gelen Barış Gücü askerleri ise Rumlara yardımcı oluyorlardı.
  • Tabii Kıbrısta ölen, ölmemek için göç etmek zorunda kalan, canı yanan Türk olduğu için Rum Liderliği için bir sorun olmuyor. Uluslararası basın-yayın kuruluşlarında yer alan bu fotoğraf ve karikatürlerden sonra Rum tarafının 1974'ten önce Kıbrıs sorunundan söz etmesi beklenir mi?

Rum saldırıları sonucu yakılıp yıkılan camilerden biri

  • Tabii (nadiren de olsa) Kıbrıs gerçeğini gören, gerçekleri yazma cesaretini gösterebilen Rumlar da var. Yunan asıllı Dr. George Nakratzas da bunlardan biri. Aşağıda Nakratzas'ın bir makalesine yer veriyoruz.


NAKRATZAS: “1960 ANAYASASINI  İHLAL EDEN MAKARİOS’DU”

  • Hollanda’da ikamet eden Yunan asıllı Dr. George Nakratzas, Rum tarafının Enosis hayalini ve Rum barbarlığını gözler önüne serdi. Dr. Nakratzas, Kıbrıslı Türk ve Rum ortak yönetiminden oluşan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasasını ihlal edenin, Kıbrıs Türk tarafı değil, Başpiskopos Makarios olduğunu bildirdi.Rum katliamını belgeleyen toplu mezarlardan biri
  • Dr. Nakratzas Yunanistan Komunist Partisi Yeniden Yapılanma Merkez Komitesi’nin yayın organında yer alan makalesinde, Başpiskopos Makarios’un enosis hayaliyle 1960 Anayasası’nın 13 maddesinde değişiklik yaparak, Türk tarafını ortaklık cumhuriyetinden dışladığını ve hemen ardından 21 Aralık’ta Kıbrıslı Türkleri katletmek amacıyla saldırı başlattığını yazdı. Makarios’un, Türk tarafının anayasadaki değişikliği reddetmesini dünyaya “Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’ne itaatsizlik” şeklinde duyurduğunu, ancak bunun tamamen gerçek dışı olduğunu vurgulayan Dr. Nakratzas, “Yasal açıdan bakılacak olursa, anayasayı tek yanlı olarak keyfi şekilde ihlal etme girişiminde bulunan Kıbrıslı Türkler değil, Makarios’du” dedi.
  • Dr. Nakratzas, Kıbrıslı Türkler’in, 1963 ile 1967 yılları arasında, Sampson, Yorgacis ve Lissarides tarafından yönetilen çetelerce öldürüldüğüne işaret ederek, “Bu konuda genç Yunanlıların bir fikri yok” dedi ve bu katliamlarda ‘Kıbrıs hükümeti’ olarak adlandırdığı Rum yönetiminin büyük sorumluluğu bulunduğunu vurguladı.

Rum katliamını seyredenler ve müdahaleyi engelleyenler Karikatürdeki figürler soldan sağa; İnönü, Johnson, Makarios, Kıbrıs Türkü, BM Barış Gücü askeri

  • Rum tarafının kayıplar konusunu propaganda haline getirdiğini ve gerçek kayıp sayısının açıklanandan çok daha az olduğunu BM belgelerinden alıntılar yaparak makalesinde gözler önüne seren Dr. Nakratzas, 21 Aralık 1963 ile 8 Haziran 1964 tarihleri arasında kayıp olduğu resmen açıklanan Kıbrıslı Türkler’in sayısının 232 olduğuna dikkati çekti. Nakratzas, “Bu dönemde sadece 43 Rum’un kayıp olduğu belirlenmiştir. Bu rakamlar BM Genel Sekreteri’nin S/5950 sayılı raporından alınmıştır” dedi. Nakratzas, kayıplar konusundaki gerçekler bu iken, Rum basının, devamlı şekilde, ellerinde sevdiklerinin fotoğraflarını tutan Rum kadınların resimlerini yayınladığını, ancak kayıplar hakkında bilgi edinmeye çalışan Türk kadınların fotoğraflarına bugüne kadar hiç yer vermediğine dikkati çekti.
  • 1963-1967 yılları arasındaki katliamlardan Rum yönetiminin sorumlu olduğunu vurgulayan Dr. George Nakratzas, Rum Yönetimi’nin Avrupa Birliği’ne giriş müzakereleri sırasında iki soruya yanıt vermesi gerektiğini belirtti ve bu soruları şöyle sıraladı:1) “Kıbrıs hükümeti, Kıbrıs Türk devletini tanımayı reddediyorsa veya 2) Gevşek bir Türk-Rum konfederasyonunu kabul etmeyi reddediyorsa geriye kalan şu iki çözümden hangisini düşünüyor?A) Kıbrıslı Türkler’in 1963 öncesinde yaşadıkları köylere geri dönmelerini mi, yoksaB) Kıbrıslı Türkler’in 11 yıl mahsur kaldıkları enklavlara geri dönmelerini mi?” O günkü katliamlara yardımcı olan BM Barış Gücü, Kıbrıs Türkü'nün can güvenliğini sağlamada yeterli teminat olabilir mi?

BARBARLIK MÜZESİ BAKIMA ALINDI

  • Kıbrıs Türk mücadele tarihinde önemli yeri olan Barbarlık Müzesi bakıma alındı.
  • Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, iki ay sürecek bakım, onarım ve düzenlenme çalışmaları nedeniyle müze ziyarete kapatıldı.
  • Lefkoşa’da Kumsal bölgesinde bulunan Barbarlık Müzesi, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı doktoru Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğunun 24 Aralık 1963’te banyoda Rumlarca katlediği evin müze halinde düzenlenmesiyle oluşturulmuştu.
  • Mücadele ve Şehitler Haftasının yaşandığı günlerde, o günleri hatırlatan bu karikatür, Rum tarafının Kıbrıs sorununu niçin 1974'te başlattığını anlatmıyor mu?

1963 saldırılarıyla sorunun çözüldüğünü söyleyenler bugün Kıbrıs sorununun varlığını iddia edemezler!

Kıbrıs Sorunun Tarihçesi







Yabancı gözüyle KKTC
!Devre tatil!
Ana sayfa
e@mail

3.12.1999