Dünü ve Bugünüyle GAZİ MAĞUSA


ğEDİTÖRDEN
ğKIBRIS'TAN HABERLER
ğKIBRIS TÜRK ÜNİVERSİTELERİ
ğKİM KİMDİR ?
ğFİLATELİ
ğKİTAP
ğKIBRIS TÜRK MUTFAĞI
ğİLETİŞİM
ğASKER MEKTUBU
ğLİNKLER

 ANA SAYFA

e@mail

 Sayfa yenilemelerinden ve yeni başlıklardan haberdar olmak istiyorsanız e-mailinizi yazın.



    

Editör
Metin ÇETİN

webmaster&desing
Oğuz ÇETİN

 

Gazi Mağusa Limanının geçmişten bir görünümü

Kıbrıs'ın (güneyi de dahil) en güzel kumsallarının olduğu bölge Gazi Mağusa'dır.

Gazi Magosa

Antep, "Gazi"; Maraş "Kahraman" olur da Magosa "Gazi" (x) olmaz mı? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Lefkoşe'den sonra ikinci büyük yerleşim merkezi olan Gazi Magosa, tarihi itibariyle de, çok önemli bir kenttir.   Gazi Mağusa'yı ziyaretinizde mutlak görmeniz gereken yerlerden biri Salamis Harabeleri ve tiyatrosudur. Tiyatronun akustiğini incelediğinizde hayran kalacaksınız...

Ticaret limanı olarak kurulan Magosa Xlll'ncü yüzyılda Lüzinyanlar devrinde gelişmiş, doğu ile batı arasında önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Bu özellik Magosa'nın Doğu Akdeniz'in ön zengin kasabası haline gelmesine neden olmuş, kent katedraller ve saraylarla dolmuştur. Lüzinyan krallarının taç giydiği St. Nicolas Katedrali    bu yapıların en meşhurudur.

Kıbrıs'ın geçmişteki en büyük Limanı olan Mağusa Limanı bugün geçmişi özlemle arıyor...

Kentin korunması amacıyla yapılan ve halen büyük ölçüde korunan surlar 1571'de Osmanlı akınlarına yenik düşmüştü. Ancak aynı surlar Magosa'da yaşayan Kıbrıs Türklerinin Rum saldırılarına karşı en müstahkem mevzii olmuş, Kıbrıs Türkleri bu surlar sayesinde Rum saldırılarına karşı koyabilmişlerdi. Bu özellik Magosa'ya Gazi ünvanı da getirdi.Namık Kemal Zindanının ikinci katı.....

Rum ambargosu nedeniyle Gazi Magosa ticari kapasitesini büyük ölçüde yitirirken, Doğu Akdeniz Üniversitesi kente yeni bir soluk getirdi. Ara eleman yetiştirme amacıyla kurulan Yüksek Teknoloji Enstitüsü kısa sürede 12.857 öğrencinin öğrenim gördüğü Doğu Akdeniz Üniversitesi haline geldi.

Gazi Magosa'dan söz ederken Liman ve Üniversiteden söz etmek yeterli değildir. Çünkü bu iki özellik, Gazi Magosa'nın özelliklerinin sadece ikisidir. KKTC'nin en büyük turistik tesisi Salamis Bay otelidir. Hemen yanında otele ismini veren Salamis Harabeleri bulunmaktadır.

Gazi Mağusa'nın ve KKTC'nin en büyük turistik tesisi. Adını hemen yakınındaki Salamis Harabelerinden alıyor.Salamis Harabeleri, binlerce yıllık tarihin izlerini ortaya koyarken Gazi Magosa'dan kuzey doğuya yönelik bir yolculuğun da ilk durağını oluşturmaktadır. St. Barnabas Kilisesi, Karpaz Yarım adası, Apostolos Andreas Kilisesi, Hür Kıbrıs eşeklerinin özgürce yaşadığı milli park, bozulmamış kumsallar ya da nesli tükenmekte olan Akdeniz foklarının izini arayabileceğiniz Zafer Burnu özellikle görmeniz gereken yerlerin başta gelenleridir.  Salamis Harabeleri

Gazi Mağusa surlarının hemen dışında Maraş bölgesini gezebilirsiniz. Bölgedeki İkon müzesini ziyaret ederken terkedilmiş durumdaki Maraş'ın içinizi burktuğunu hissedeceksiniz.

Gazi Mağusa'dan söz edilince Namık Kemal Zindanından da söz etmek gerekir. Namık Kemal Meydanı'nda Venedik Sarayı avlusundaki iki katlı yapı, Vatan Şairi Namık Kemal'in 38 aylık sürgün dönemindeki ikametgahıdır. 9 Nisan 1873'te sürgün edilen Namık Kemal ile ilgili resim ve belgelerin sergilendiği bu taş yapı artık müze olarak kullanılmaktadır.

(x)Gazi Magosa’nın kurtuluşu nedeniyle düzenlenen törende (16.8.2000) bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, gazilik ünvanını almanın kolay bir olay olmadığını, Mağusalılara bu ünvanı, Türk Ulusu adına, Başbakan Bülent Ecevit’in layık gördüğünü söyledi. Denktaş; “Çünkü bayrağı burçlardan indirmediniz, çünkü bütün zorluklara rağmen pes etmediniz, çünkü ‘Türküm, Türkiyem gelecek. Bu yapılan haksızlığa dur diyecek’ diye imanlı göğsünüzü düşmana karşı gererek müdafaanızı sürdürdünüz. Sizinle tarihimiz gurur duymaktadır” şeklinde konuştu.

Bu tarihin çocuklara maledilmesini isteyen Denktaş şunları söyledi “Çocuklarınız ‘Mağusalıyım’ deyip geçmesinler. ‘Gazimağusalıyım’ desinler. ‘11 yıl Ruma karşı direnmiş, aç susuz kalmış, lağımlardaki suyu kaynatıp içimiş ama pes etmemiş Gazimağusalıyım’ desin. Türklüğü ile övünsün. Bayrağının gölgesinde yaşamanın, devletim var demenin, devletimi korumak için ben yaşıyorum ve bu devleti güzelleştireceğim”   GaziMağusa/Surlariçi/Harabe

Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp da sözlerine, 15 Ağustos 1974’ün uzun yıllar boyunca özgürlük ve varolma savaşını veren Mağusa halkının bu savaştan galip çıkmayı başardığı gün olduğunu vurgulayarak başladı. Çok acı çeken Gazimağusalıların kurtuluş uğruna seve seve ölüme gittiğini, ancak hiçbir zaman yılmayıp umutsuzluğa kapılmadığını belirten Oktay Kayalp, 15 Ağustos 1974’te Mehmetçikle Mücahidin kavuşmasıyla Mağusa’nın ‘Gazi’lik ünvanını aldığını söyledi.

1963 sonrasında başlayıp, 1974 yılının 15 Ağustos’una kadar faşist Rum-Yunan saldırılarına göğsünü geren Gazimağusalıların bu kez de, kalkınabilmek için uğraş vermeye başladığını anlatan Oktay Kayalp şunları söyledi;

“Gazimağusa 1974’ten sonra ülkemizin en hızlı kalkınan ve gelişen kenti oldu. 15 Ağustos’da doğan özgürlük güneşinin semalarımızda hep ışıldayabilmesi için canla başla uğraştık ve ürettik. Ülkemizin kalkınmasına, kendi ayakları üzerinde bağımsız olarak durabilmesine vargücümüzle katkı koymaya çalıştık. Akdenizin en stratejik noktalarından birinde olan kentimiz büyük bir atılım sergiledi. 1990’ların ilk yılına kadar bir kasaba görünümündeki kentimiz artık köklü ve evrensel normlarda, etkinlik gösteren kurumlarıyla bir dünya kenti konumuna geldi. Gelinen bu nokta azmin ve inancın zaferidir.”

Oktay Kayalp, ekonomik, sosyal, siyasal ve psikolojik olarak yıpratılmasına karşın Kıbrıs Türk halkının bu sıkıntılı dönemi aşmak için özveriyle savaş vermekte olduğunu vurguladı. Kıbrıs Türk halkı bu yönde uğraş verirken, bazı kişilerin ve yazarların acımasız saldırılarına uğramakta olduğuna da işaret eden Kayalp, “Asalak, tembel, hazır yitici ve benzeri pek çok sekilde aşağılanan halkımız olup bitenlere hayretle bakmaktadır. Savaş koşullarında göğsünü siper edip, gerektiğinde seve seve toprağı uğruna ölmesini bilen bu halk bu kadar acımasız ve gerçekdışı nitelemeleri asla haketmemiştir. Kıbrıs Türk halkı ve Gaziöağusalılar 15 Ağustos zaferiyle taçlanan özgürlük savaşını kazanmasını bildiği gibi, bugün yaşanan sıkıntıları da aşmayı bilecek kadar onurlu, yetenekli ve çalışkan bir halktır. Gazimağusalılar, canıyla kazandığı “Gazilik ünvanına gönülden bağlanıp bu ünvanı koruyabilmek için gerektiğinde yine can verebilecek kadar asil bir halktır.

1974 Barış Harekatı sırasında Gazimağusa Mücahit Komutanı olarak görev yapan Emekli Kurmay Albay Oğuz Kalelioğlu, Milli Mücadelede gösterdiği direnişyle Mağusa’nın gazilik ünvanını hakettiğini söyledi. Gazi Mağusa Atatürk Anıtı.

Kalelioğlu, DAÜ’de verdiği konferans sırasında, 20 Temmuz 15 Ağustos tarihleri arasında 8 bin kişilik Rum Milli Muhafız Ordusu’na karşı 252 kişinin kahramanca mücadele verdiğini, o günleri adeta tekrar yaşayarak anlattı. Albay Oğuz Kalelioğlu, “Ölümü göze almıştık. Biz hayattayken düşman giremeyecekti. Surlar üzerindeki Türk bayrağı hiç oradan inmedi. Bu, Rum kuvvetlerini çılgına çevirdi” dedi.

KKTC'ni ziyaret edenlerin görmeden dönemeyeceği yerlerden biri olan Gazi Magosa izlenimleriniz için iletişim sayfamız hizmetinizdedir.

Yukarı

Ana Sayfa