2000 YILI BÖYLE GEÇTİ-3


ğEDİTÖRDEN
ğKIBRIS'TAN HABERLER
ğKIBRIS TÜRK ÜNİVERSİTELERİ
ğKİM KİMDİR ?
ğFİLATELİ
ğKİTAP
ğKIBRIS TÜRK MUTFAĞI
ğİLETİŞİM
ğASKER MEKTUBU
ğLİNKLER

 ANA SAYFA

e@mail

 Sayfa yenilemelerinden ve yeni başlıklardan haberdar olmak istiyorsanız e-mailinizi yazın.



    

Editör
Metin ÇETİN

webmaster&desing
Oğuz ÇETİN

 

2000 yılında Türk-Yunan ilişkileri

Türk-Yunan ilişkileri açısından 2000 yılı sıcak bir yakınlaşmanın ve ardından tırmanan gerginliğin yaşandığı bir yıl oldu.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu’nun, Ocak ayında, uzun yıllar sonra resmi bir ziyaret için Ankara`ya gelişi ardından İsmail Cem`in, 40 yıl aradan sonra, Şubat ayında Yunanistan`a giden ilk Türk Dışişleri Bakanı olmasıyla; iki ülke ilişkileri yeni bir boyut kazandı. Bu ziyaretler sırasında, Ankara`da ve Atina`da 9 işbirliği anlaşması imzalandı.

Türk ve Yunan medya üyeleri de yıllardan sonra karşılıklı işbirliğini öngören bir kongrede biraraya geldiler. Türk ve Yunan işadamları birbiri ardına yaptıkları toplantılar, konferanslar ve ticaret fuarlarıyla, sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimler de Ege`nin iki yakasında düzenlenen etkinliklerle yakınlaşma ortamına katkıda bulundular.

Türkiye ile Yunanistan arasında yıllardır sorun olan Kıbrıs konusunda da BM gözetiminde yapılan dolaylı görüşmeler sürdü.

Türkiye`den gönderilen ders kitaplarının okullarına dağıtılmasına 1960`lardan bu yana ilk kez izin verilen Batı Trakya Türk Azınlığı az da olsa bir rahatlama hissetti.

Yaz aylarında gerçekleştirilen NATO tatbikatı Dynamic Mix çerçevesinde Türk komandolarının Yunan topraklarına ayak basması da iki ülke arasındaki iyi ilişkilere yeni bir katkı sağladı.

Ekim ayında Türk topraklarında yapılan NATO tatbikatı ``Destined Glory`` de, umulduğu gibi, Türk-Yunan ilişkilerinde yaşanan sıcaklığa uygun bir biçimde başladı. Türk ve Yunan basını iki ülke askerleri arasındaki dostluğu sergileyen fotoğraflar, görüntüler ve haberler yayımladı. Ancak, tatbikata katılan Yunan savaş uçaklarının Türkiye`ye uçuşlarında Lozan Anlaşması gereği silahsızlandırılmış statüdeki Limni adası üzerinden geçen hava koridorunu kullanma ısrarları, Ankara`nın tepkisine yol açtı. Yunanistan da tatbikattan çekildi. Dışişleri Bakanları Cem ile Yunan meslektaşı Papandreu`nun Rodos ve Marmaris`te yapacakları görüşme belirsiz bir tarihe ertelenirken, Papandreu, Cem ile ortak alacakları Kuzey Atlantik Anlaşması Birliği`nin vereceği ödülün de ertelenmesi talebinde bulundu. Daha sonra Cem ve Papandreu Budapeşte`de yapılan NATO toplantısında biraraya geldiler ve Ege`de güven artırıcı önlemler konusunda görüşmelerin başlaması kararının alındığını açıklayarak, gerginliği azalttılar.

Kasım ayında Türk-Yunan ilişkileri, Türkiye-AB Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB) ile yeni bir boyut kazandı. Atina, Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs konusunun KOB`ta ``Helsinki kararları çerçevesinde`` net bir biçimde siyasi kriter olarak yer alması gerektiğini ısrarla vurgulamaya başladı. KOB`un AB Komisyonu tarafından açıklanacağı 8 Kasım yaklaşırken Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Atina`ya geldi. Yılmaz, üst düzey Yunan yetkililerle yaptığı temasların ardından, görüşmelerinin kendisini memnun ettiğini açıkladı. Ancak, Atina son gün AB Komisyonu`ndaki girişimiyle Kıbrıs konusunun, KOB`un kısa vadeli hedefler arasına alınmasını sağladı. Türkiye buna karşı çıktı. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş`ın da katıldığı Ankara zirvesinde KKTC`nin, BM gözetiminde yapılan Kıbrıs dolaylı görüşmelerinin bundan sonraki turlarına katılmasının yararı olmadığı görüşünün hakim olduğu açıklandı. KOB`un ele alınacağı 4 Aralık AB Bakanlar Konseyi toplantısı öncesi, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Faruk Loğoğlu, Atina`ya giderek Papandreu ile görüştü ve Dışişleri Bakanı`nın tavrını olumlu bulduğunu açıkladı. KOB krizi 4 Aralık`ta, Ankara ve Atina`nın tatmin olduklarını açıkladıkları bir biçimde sona ererken, Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, KOB`un Türk-Yunan ilişkileri için yeni bir barış ve işbirliği zemini oluşturduğunu açıkladı. Simitis, Türk-Yunan ilişkileri açısından çalkantılı geçen 2000 yılının son günlerinde yaptığı açıklamalarda, Helsinki kararları temel alınarak içeriği belirlenen KOB`a ilişkin uzlaşmanın kazananı ve kaybedeninin olmadığının da özenle altını çizdi.

Türkiye’de 2000 yılı;

KKTC’nde 2000 yılı böyle geçti…

01.01.2001

Yukarı

Ana Sayfa