ğEDİTÖRDEN
ğKIBRIS'TAN HABERLER
ğKIBRIS TÜRK ÜNİVERSİTELERİ
ğKİM KİMDİR ?
ğFİLATELİ
ğKİTAP
ğKIBRIS TÜRK MUTFAĞI
ğİLETİŞİM
ğASKER MEKTUBU
ğLİNKLER ANA SAYFA
e@mail
Sayfa yenilemelerinden ve yeni başlıklardan haberdar olmak istiyorsanız
e-mailinizi yazın.
|
Türkiye’de 2000 yılı nasıl geçti?Türkiye,
2000 yılını yoğun bir gündemle geçirdi.
Ocak ayının ilk haftasında Metris Cezaevi’nde İBDA/C
davasından yargılanan hükümlülerin, cezaevi görevlilerini rehin almasıyla başlayan
olay, ölüm ve yaralanmaların yaşandığı müdahale ile sonuçlandı. Böylece,
bütün bir yıl boyunca konuşulacak olan cezaevleri, Türkiye gündemindeki yerini
aldı.
Türkiye, Ocak ayının ortalarında “kriz” sinyalleri
veren bir sorunu da aştı. Koalisyonu oluşturan partilerin genel başkanları,
yaptıkları 7.5 saatlik toplantı sonunda, uzun süredir konuşulan bir konuya son
noktayı koydular. Liderler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, idama mahkum edilen
terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan hakkında verdiği ihtiyati tedbir kararına
uyulmasını kararlaştırdılar.
17 Ocak’ta İstanbul Kavacık’ta
bir villaya düzenlenen operasyon, dehşet dolu günlerin başlangıcını oluşturdu.
Televizyonların akşam saatlerinde naklen yayınladığı olay, başlangıcında
alışılmış operasyon görüntüleri içeriyordu, ancak sonucu hiç de öyle olmadı.
Çıkan silahlı çatışmada terör örgütü Hizbullah’ın lideri Hüseyin
Velioğlu’nun ölü, örgütün üst düzey yöneticileri Cemal Aydın ve Edip
Gümüş’ün sağ yakalanması ve örgütsel dokümanların elde edilmesi, hızlı
gelişmelerin başlangıcı oldu. Mevsim normallerin üzerinde seyreden soğuk havalarda,
Türkiye’nin birçok yerindeki toplu mezarlardan cesetler çıkarıldı. Elde edilen
bilgiler doğrultusunda yıllardır çözülemeyen faili meçhul bazı cinayetlerin
aydınlatılması konusunda gelişmeler sağlandığı belirtildi, operasyonlar,
yakalamalar, yer göstermeler yapıldı. Konuyla ilgili davalar açıldı.
Kapatılan Refah Partisi’nin Genel Başkanı Necmettin
Erbakan’a verilen 1 yıllık hapis cezası ve İstanbul’da bir karakolda bulunan
“askı” aletiyle Mart ayında hareketliliğini sürdüren gündem,
cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendi. Başbakan Bülent Ecevit’in
“Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in görev süresinin bir dönem daha
uzatılmasını” da içeren Anayasa değişikliği önerisi hararetli tartışmalara
neden oldu. Teklif, kabul edilmeyince geri çekildi ve cumhurbaşkanı adayı
arayışları başladı. Uzun siyasi görüşmeler, hamleler ve tartışmalar yaşandı.
Sonunda, TBMM’de temsil edilen 5 siyasi partinin lideri, Anayasa Mahkemesi Başkanı
Ahmet Necdet Sezer’i ortak aday gösterdi. Ahmet Necdet Sezer, 5 Mayıs’ta yapılan ve
533 milletvekilinin katıldığı üçüncü tur oylamada 330 oy alarak Türkiye
Cumhuriyeti’nin 10. Cumhurbaşkanı oldu.
“İşsizlik sigortası”
uygulamasının başlaması ve “zorunlu tasarrufun” yürürlükten kaldırılması
gibi olumlu karşılanan uygulamalarla ve rahat bir gündemle yaz aylarına giren
Türkiye’de, sıcaklık rekorları kırıldı. Sıcaklar nedeniyle ölümler oldu,
Sağlık Bakanlığı “siesta” genelgesi yayınladı. Türkiye’de tartışmalar,
sıcakların yanında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile hükümet arasında yaşanan
“KHK Krizi” ve mali sisteme yönelik operasyonlarla ayrıca hararetlendi. Tatile
girmeden önce Meclis’ten geçen Yetki Kanunu’na dayanılarak çıkarılan kanun
hükmündeki bazı kararnameler Cumhurbaşkanı Sezer tarafından iade edilince, Hükümet
ve özellikle de Başbakan Bülent Ecevit ile Sezer arasında soğuk rüzgarlar esti.
“Devlet krizi doğar” sözlerinin telaffuz edilmesine rağmen Sezer, kararnameleri
ikinci kez iade etti. Tansiyon, Hükümet’in, KHK’leri Meclis açıldıktan sonra
kanun olarak geçirme kararıyla düşürüldü.
Yaz ayları ile birlikte mali sisteme yönelik
operasyonlar da yoğunluk kazandı. Aralarında Yahya Murat Demirel, Nail Keçili ve
Balkaner kardeşler gibi kamuoyunun yakından tanıdığı isimler, usulsüzlük
iddialarının kahramanı olarak polis ve adliyelerde boy gösterir oldular.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz,
Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun azledilmesi, Devlet Bakanı Mehmet Ali
İrtemçelik’in istifa etmesi nedeniyle mini bir revizyon geçiren Kabine’ye, Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak girdi ve AB ile ilişkiler konusunda görev
aldı.
18 Nisan seçimlerinde partisi baraj altında kalınca
genel başkanlıktan ayrılan Deniz Baykal, “hırçın davranmayacağı ve durulduğu”
beyanlarıyla 1.5 yıl sonra yeniden CHP Genel Başkanı oldu.
Çeşitli kereler “son kez” olduğu belirtilmesine
karşın yine sokağa çıkma yasağı uygulanarak gerçekleştirilen genel nüfus
sayımı, Genelkurmay Başkanlığı’nın “taslak çalışma” dediği “Andıç”
adlı belge, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un “Kürtçe televizyon” konusundaki
görüşlerini tartışarak sonbaharı bitiren ve kış aylarına giren Türkiye’nin
gündemi, bu kez cezaevi ve af tartışmaları ile ısındı. Cumhurbaşkanı Sezer,
Yargıtay Genel Kurulu’nda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı için yapılan
seçimde 153 oy alan Vural Savaş’ın yerine, ikinci sırada bulunan ve 104 oy alan
Sabih Kanadoğlu’nu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na atadı.
F tipi cezaevlerini protesto amacıyla
başlatılan açlık grevleri ve ölüm oruçları Aralık ayının başlarında kritik
günlerine ulaştı. “Hayata Dönüş” adıyla düzenlenen operasyonla açlık
grevleri ve ölüm oruçları yapılan 20 cezaevine müdahale edildi, 2 güvenlik
görevlisi şehit oldu. 20 mahkum öldü, F tipi cezaevlerine de nakiller yapıldı.
Çıkarılan kanunun dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından veto
edilmesiyle yaklaşık 1.5 yıl gündemden düşen “af” konusu da bu yılın son
aylarında yeniden gündemin sıcak konusu haline geldi. Uzun tartışmalar sonucu
“af”, üç parti liderinin mutabakatıyla “şartla tahliye” olarak şekillendi.
TBMM’den geçen “Şartla Tahliye Yasası” Çankaya Köşkü’nden döndü.
Cumhurbaşkanı Sezer, bayramdan önce tahliyelerin yapılması beklentisini doğuran
yasayı, iade etti. Ancak, yasa hükümet tarafından yeniden TBMM gündemine getirildi ve
hiç bir değişiklik yapılmadan aynen çıkarıldı. Cumhurbaşkanı Sezer, “Şartla
Tahliye Yasası”nı bu kez anayasa gereği onayladı. Yasa 22 Aralık’ta Resmi
Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
Türk-Yunan
ilişkilerinde 2000 yılı;
KKTC’nde 2000 yılı böyle
geçti… |