ğEDİTÖRDEN
ğKIBRIS'TAN HABERLER
ğKIBRIS TÜRK ÜNİVERSİTELERİ
ğKİM KİMDİR ?
ğFİLATELİ
ğKİTAP
ğKIBRIS TÜRK MUTFAĞI
ğİLETİŞİM
ğASKER MEKTUBU
ğLİNKLER ANA SAYFA
e@mail
Sayfa yenilemelerinden ve yeni başlıklardan haberdar olmak istiyorsanız
e-mailinizi yazın.
|
“Kayıplar” sorununun siyasi boyutu Kayıplar, Rum Yönetimi'nin, Kıbrıs Türklerini ve Türkiye'yi
uluslararası arenada yalnız bırakmak üzere kullandığı propaganda materyallerinden
biridir. (Aslında bu gerçek, 1977 yılında, bizzat Makarios tarafından itiraf
edilmişti. Denktaş ile Makarios arasında, 27 Ocak-12 Şubat 1977 tarihleri arasında
gerçekleştirilen zirvede, Denktaş'ın,"Kayıp ailelerine gerçeği söyleyiniz.
Niye propagandayı gerçeklere tercih ediyorsunuz" sözleri üzerine
Makarios;"Bana propagandadan başka silah bırakmadınız" sözleriyle cevap
verir. )
Kayıplardan söz edilirken, özellikle 1963-1974 olmak
üzere, Kıbrıs Türklerinin kayıpları ile, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı
sırasındaki Rum kayıplar kastedilmek- tedir. Ancak Rum Yönetimi, bu konuyu da,
propaganda amacıyla kullanmayı başarmıştır. >1>
"Ulusal Konuları Tanıtma
Merkezi" adıyla oluşturulan örgüt, "kayıplar" sorununu
enternasyonalize etmek için, ada dışında yaşayan Rumlar da dahil tüm güçleri
seferber ederek çalışmış, bu amaçla imza kampanyaları bile düzenlemiştir.
Özellikle insani konuları
kullanarak Türkiye'yi uluslararası forumlarda sıkıştırma yöntemini kullanan
Kıbrıs Rum Yönetimi, 15 Temmuz 1974 Nikos Sampson Darbesi ve bu darbe sonrası çıkan
çatışmalarda ölen ve kaybolan Rumları da, "İstila sonucu kaybolanlar"
listelerine dahil etmekte hiçbir mahzur görmemiştir. (Rum Yönetimi'nin bu propaganda
çalışmaları sonucunda Amerikan kongresi, Rum asıllı beş vatandaşının akıbetini
araştırmak üzere, biri Lefkoşe'nin Rum kesimi, diğeri de Washington'da olmak üzere
iki büro açar. Amerika Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin görevlendirdiği
insanlar bu bürolara gelerek, paralı ilanlarla kayıpları aradılar.)>2>
Lefkoşe Mezarları papazı Papatsestos'un itirafları,
Akel Genel Sekreteri'nin açıklamaları, sanki hiç yapılmamış gibi; darbe sırasında
ölen Rumlar da, Barış Harekatı kayıpları listelerine konulmuş, sonra da gerçeğin
ortaya çıkmasını önlemek için Kayıpları araştırma komitesinin çalışması
sürekli engellenmiştir.
22 Ocak 1996 tarihli Rum basın haberlerine göre,
Komitede Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri adına görev yapan Kızılhaç Temsilcisi
Paul Wourth görevinden ayrılma kararı almış ve bu kararını Rum Yönetimi Lideri
Glafkos Klerides'e iletmiştir. Rum Yönetimi Lideri Glafkos Klerides'in partisi DİSİ
yanlısı Alithia Gazetesi konu ile ilgili olarak şu satırlara yer vermektedir:
"Wourth, Kıbrıs'ta bulunduğu
süre içerisinde başta Kayıp Yakınlarıyla Ulusal Dayanışma Komitesi Başkanı
İkonomos Hristoforos'un saldırısı olmak üzere pek çok saldırıya maruz kaldı. BM
bu saldırılardan rahatsız oldu. BM, Wourth'un yerine başka birisini atamayarak kayıp
akibetlerinin araştırılması konusunda durgunluğa sebep olabilir veya kayıplar
konusunda Wourth kadar bilgili olmayan bir başka şahsı atayarak komitenin işlevini
azaltabilir."
Alithia Gazetesi, Wourth'un gidişinden rahatsız
olmaktadır ama bir gerçeği daha açıklamaktadır. Alithia'nın haberine göre,
Klerides, seçildiği yıl olan 1993 yılında BM Genel Sekreteri'ne bir mektup
göndererek Wourth'un kayıp yakınlarının güvenini kazanamadığını öne sürer ve
Wourth'un görevinden alınmasını ister.
1994 yılı kayıpları araştırmakla görevli komite bu
baskı ile çalışmasına devam eder. Rum Yönetiminin komite üzerindeki bu baskısı,
Rum basınıyla da desteklenmiştir. Hemen her hafta bir haber, bir iddia, bir saldırı
ile konu sürekli gündemde tutulur. 1995 yılı sonuna gelindiğinde, Üçlü kayıplar
komitesindeki Kızılhaç temsilcisinin ısrarları üzerine Rum tarafı sıkışır. Rum
Başsavcı, İncelediği 487 kayıp dosyasından 220'sini zayıf olarak nitelendirir. Yine
dosyada ismi geçenlerden 89'unun da ölü olduğunun kanıtlandığını açıklar (30
Eylül tarihli Rum basınından)
28 Ekim tarihli Simerini Gazetesinin
haberine göre ise; Omorfo (Güzelyurt) Rum Kültür Kolu bir basın toplantısı
düzenleyerek 1619 kişilik kayıp şahıs listesinde yer alan Kostakis Kentonis adlı
Rum'un mezarının, Yunan askeri mezarlığında bulunduğunu, hatta ailesince mezar
başında dini tören yapıldığını, buna rağmen Kentonis'in isminin kayıplar
listesine konulduğunu açıklar. |