Geçtiğimiz Kasım'da webmaster'imiz oğlum Oğuz Çetin'in
yedeksubaylık kurası için Kıbrıs'ı ziyaret etmiştim. (Tabii kuradan boş çekince
Çavuş oldu, süre kısaldı. Kıbrıs'ta askerlik süreleri Türkiye'den farklı.
Türkiye'de çavuş olsaydı süre 8 ay olacaktı; Kıbrıs'ta ise çavuşluk 16 ay) Oğuz, temel eğitimini tamamlayıp kurasını çekip
Cumhurbaşkanlığı'na gittikten sonra ancak bugünlerde kendisini ziyaret edebildik. Biz
karı-koca 12 günlük kısa bir tatil yaparken Oğuz Çavuş da ana-babasını görme
şansına sahip oldu.
Yaklaşık altı aylık aradan sonra olumlu diyebileceğim
gelişmeler az. Eskiye göre kötüye giden konulara sanki daha fazla gibiydi.. TRT
misafirhanesi ise, bir misafirhaneden çok aile ortamı gibiydi. Lefkoşa Misafirhanesine
vardığımız gün Yaşar'larda mantı vardı. Bir gün balığa çıkmadan hanımların
kısır partisine katıldık. İbrahim Gürkan Sarı'nın
eşi işe başlamış. Gökberk sayesinde kirve de sayılırım. Sarı ailesiyle arastada
bir akşam geçirdik. Şöför Yahya'larda beş çayı... Yahya çocuklarıyla sıcak bir
yuva kurmuş. Kıbrıs bürosu idari işler şefi Sabri, sağlık açısından, iyi durumda değil onlarda beş çayı. Kısaca TRT Kıbrıs Bürosu
çalışanlarının oluşturduğu iyi bir atmosfer var... Ancak isterseniz günlüğümün
sayfalarını çevirmeye başlayalım:
27 Mayıs Cumartesi:
Ankara'dan özel araçla yola çıkış.. Türkiye
Cumhuriyeti'nin Başkentini güney illerine bağlayan çok kötü bir yol ve
tamir halindeki otoyol. Otoyolda can güvenliği kalmamış. Zirveden Pozantıya iniş
yolu kapatılmış ve rampanın tek şeridi inişe tahsis edilmiş. Kontrol yok. Kamyon
geçmeye çalışan bir kamyon iki şeride düşürülmüş yolu
iptal ederken inişteki aceleciler de kendilerine tahsis edilmiş tek şeritten dışarı
çıkarak hem kendilerini hem de karşıdakileri büyük tehlikeye sokuyor. Yoldan 156
Trafik jandarmayı aradık. Adana çıktı bize Pozantı Jandarma'nın telefonunu
veriyor... Yani kısacası bir facia bekleniyor.
Akşamüzeri Taşucu Limanına vardık. Kıbrıs için
ihtiyaç duyulabilecek son şeyleri aldık. Kıbrıs'a araba ile gitmek isteyenler sadece
bilet parasını öğrenmesin. Diğer işlemlerle çıkış maliyetini tam öğrensin.
Bu arada bavulcuların azlığı da dikkati çekiyor.
Neyse işlemleri bitirdik Fergün'ün bir gemisine bindik.
Bize Güniz bileti kesildi ama başka bir feribota aktarıldık. Ne zaman hareket
edeceğimizi sorduk. Gece en geç saat 01'de denildi ama 03'te ancak hareket edebildik.
Sebep de yanımızda demirlemiş Canbulat Feribotu...
28 Mayıs Pazar
Geceki gecikme nedeniyle sabahleyin biraz geç saatte
limana girdik. Limanda işler fazla uzamadı. Tam bu sırada Oğuz Çavuş aradı, nerede
olduğumuzu sordu ki Limandan çıkmak üzereydim.
Oğuz Çavuş bizi sabah kahvesine davet etti. Yarım
saatlik bir Girne-Lefkoşa yolculuğunun ardından Kahvelerimizi içtik ve TRT
misafirhanesine geçtik.
Yol yorgunluğunu atmak için kısa bir molanın ardından
Dış Basın Birliği'ne uğradım. ancak meslektaşlarımdan kimseyi bulamadım. Ne de
olsa günlerden Pazardı.
29 Mayıs Pazartesi:
Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Uğur
Karagözlü'yü ziyaret ettim.
Geçtiğimiz Kasım ayında Türkiye'nin Lefkoşe
Büyükelçiliği'ni de ziyaret ederek Basın Müşaviri Leyla Yaratan hanımefendi ile
görüşmüş, Büyükelçi Ertuğrul Apakan'a nezaket ziyareti için randevu talebinde
bulunmuştum. Ancak Sayın Büyükelçi'nin yoğun temasları nedeniyle bir türlü
görüşme fırsatı olmamıştı. Bu kez Leyla hanım yoktu ve Türkiye'den üç bakanın
ard arda ziyareti nedeniyle, nasıl olsa görüşme
talebim kabul edilmeyecek düşüncesiyle bir zamanların top arkadaşım olan sayın
büyükelçiden randevu talebinde bulunmadım
Sıra Başbakanlıkta. Nurper Moreket ve 2000'in ilk
üçüzlerinin annesi Leman Aslım ve diğer arkadaşları ziyaret. Başbakan Derviş
Eroğlu, rahatsızlığı nedeniyle, Jasmin Court otelinde istirahat halinde olduğu için
kendisini ziyaret edemedim.
Öğleden sonra Dış Basın Birliği'nde Metin Çatan ve
Teoman Turan arasında ciddi bir tavla maçı olduğunu duydum ve gittim. O gün Metin
Çatan şanslıydı ve hem Teoman Turan'ı hem de selefim İbrahim Gürkan Sarı'yı
yendi.
30 Mayıs Salı:
Bugün Oğuz Çavuş izinli çıkacak. (Önce evci izni,
ardından bir günlük mükafat izni) Bu nedenle fazla açılmadım. Lefkoşa
Surlariçinde rahmetli Alparslan Türkeş'in doğduğu evin de olduğu bölgede foto
safariye çıkmakla yetindim. (Fotoğraflar bölüm sonunda)
31 Mayıs Çarşamba:
Oğuz Çavuşla birlikte Mesut Günsev'i ziyaret ettik.
Ardından Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Hastahanesi Başhekimi Zeka Mahirel'e gittik.
Kimileri şikayet etse de iyi dost. Devletin unuttuğu, yok saydığı, hatta Sağlık
Bakanı'nın yetkilileri ile bir araya gelmemek için doğru dürüst gitmediği bir
hastahanede ekip olarak bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Ancak Zeka'nın odasında
bir pano var ve bu panoda hemen her hafta yeni birkaç
deyiş yayınlanır. Bazen bir filozoftan alıntı, bazen argoya kaçan felsefi
deyişler.... (Yetkililer bu panodaki deyişlerden alınmış olabilir mi acaba? Ama biz
bu sayıdan itibaren Editörden sayfasında Zeka'nın panosundan diye bir
köşe açacağız. Ziyaretiniz halinde okuyabilirsiniz.)
Öğleden öncesi son ziyaret KKTC'nin en büyük internet
erişim sağlaycısıcsı COM TECH'in sahibi Hilmi Kansu'yu ziyaret ettik. KKTC'nin tek
portalını hizmete sokma hazırlığında. Kıbrıs Telefon rehberini de
yenileyeceklerini öğrendik. Benim Kıbrıs kitaplarını CD'ye kaydetmemi önerdi. CD
ile kitap satışına yardımcı olacak.
Öğleden sonra Gazi Magosa Maraş Ordu evine gidiş.
Deniz sezonunu açtık. Su biraz soğuk gibi geldi ama güzelliğine diyecek yok.
Yaklaşık iki haftalık Kıbrıs seferinin tek deniz sefası oldu.
1 Haziran Perşembe:
Oğuz Çavuş'u birliğine bıraktık.
Bugün balık günü... Hanımlar TRT'nin bahçesinde
kısır partisi veriyor. Biz de Yaşar ve Abdullah Azizoğlu ile balığa gitmeye karar
verdik.
Yaşar'ın deyişiyle Abdullah denizi hiç beğenmez (ama
denizden de hiç ayrılmaz). Girne'de buluştuk, denizin çok sakin olduğunu balık
çıkmayacağını söyledi. Ne de olsa en usta o... Abdullah ne derse o! İyi dedik,
"madem öyle gölete gidelim" Abdullah Göleti de sevmez ama
Ankara'dan misafir gelmiş, onu geri çevirecek değil ya... Sonunda orta yolu Yaşar
buldu. Geçitköy Göleti'ne gidelim. deniz değişirse yolda denize yöneliriz....
Yaşar'ın öngörüsü gerçekleşti ve Girne Güzelyurt
yolunda denizin biraz dalgalanması sayesinde denizde karar kıldık...
Hava kararana kadar avlandık. Ne mi bulduk? Abdullah bir
balık yakaladı, Yaşar biri daha büyük olmak üzere iki balık. Ben mi? Sıfır
çektim!
2 Haziran Cuma:
Dışişleri ve Savunma Bakanlığı'nda Sabahattin
Egeli'yi ziyaret ettim. Sohbetine doyum olmayan bir Batı Trakyalı. Aslında yıllardan
beri Kıbrıs'ta yaşamaktan Batı Trakyalılığı kalmamış ama bunu kendisine
söylemeyin sizi vurabilir.
Dış Basın Birliği'nde yemeğine tavla maçları var..
Bir zamanlar biz bir tavla turnuvası düzenlemiş ama bitirememiştik. Şimdiki
tavlacılara bakıyorum da Dış Basın Birliği, ada çapında ciddi bir tavla turnuvası
düzenleyebilir. (Düşünce Üretim Merkezi (DÜM) çalışmaya başladı bile Teoman...
Tavla Turnuvası'na BM Barış Gücü'nü ve gelirlerse Rumları da davet edersiniz, olur size bir uluslurarası turnuva... Ortaya konacak
ödül için sponsor bulabilirsiniz. Mesela EKTAM, mesela Safa içkileri)
3 Haziran Cumartesi:
Belediye Pazarına (Bandabulya) sefer... Pazar hiç
değişmemiş. Hafta sonları Kıbrıs'ın tüm tanıdık simalarını görebilirsiniz..
Semavi Aşık değişmemiş. Pazar içindeki tavukçu marketinden dünyanın her yeri ile
haberleşiyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinde tanıdıklarına e-mail atıyor. Beni de
listesine aldı. İngilizce de olsa, düzenli olarak e-mail gönderecek.
Çarşı dönüşü Özkan Zeki'ye rastladım. Durumundan şikayetçi.
İş yok. Kıbrıs'ta yayınlanan gazetelerden biri çarşı-pazar röportajında
Özkan Zeki'ye sormuş o da cevaplamış;"Günlerce siftah etmeden dükkan kaparım.
Ama hiç olmazsa dostları göreyim diye dükkanı açık
tutarım"
4 Haziran Pazar:
Girne turu yaptık.
5 Haziran Pazartesi:
Dış Basın Birliği'nde Hürriyet ve CNN Türk'ün
Kıbrıs Temsilcisi Hüseyin Alkan'la karşılaştık. Pek morali yerinde değildi.
Eşinin belinden ameliyat olması hemen hemen kesinleşmişti. Bugünlerde İstanbul'da
ameliyat olacak. Hüseyin'e sabır, eşine de acil şifalar dileklerimi ilettim.
Akşam da Sarı ailesi ile Çetin ailesi
Arasta'da idi. Ocakbaşından ayrıldıktan sonra kendi yerini açan Yusuf'un yerinde
akşam yemeğine çıktık. Gökberk bir anda restoranın sevgilisi oldu. İGS "abi
kusura bakma ilgilenemedik" diyor ama elinden geleni de yaptı. Eşi çalışıyor.
İbrahim sabahleyin 6 aylık oğlu Gökberk ile birlikte eşini işe bırakıp Gökberk'le
dönüyor.
6 Haziran Salı:
Oğuz bu akşam yine evci çıkıyor. Bu akşam son kez
birlikteyiz. Oğuzun birliğinden dönüşünün ardından Sabri'lerde akşam çayına
indik.
7 Haziran Çarşamba:
Ankara'ya dönüş.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin rahmetli Lideri Alparslan
Türkeş'in doğduğu ev. Geçtiğimiz yıl Kasım ayında gördüğümüzde ev
boyanmıştı. Şimdi boya akmış, bayraklar rüzgardan duvarın üzerine ters dönmüş,
duvarlar ilgisizlikten yıkılacak durumda
Alttaki fotoğraf ise Türkeş'in doğduğu evin duvar
komşusu Eski Eserler Dairesi tarafından restore ediliyor.
İlgisizlik denilse, kimi kime şikayet edeceksiniz? |