30 Ocak tarihli ilan ve
sonrası gelişmeler
Devlet ve
Hükümet yetkililerinin açıklamaları
Kıbrıs Türk
kuruluşlarının tepkileri
İlana en fazla
sevinenler Rumlar
İlanı verenler
kendilerini savunuyorlar
Devlet ve Hükümet yetkilileri, siyasi partiler
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, “ne paranı, ne paketini, ne memurlarını istemiyoruz…esir
olmak istemiyoruz” diyerek Ankara’ya seslenen Öğretmenler Sendikası KTÖS’ü
kınadı.
KTÖS adına yayınlanan ilanı okuyunca “şok”
olduğunu belirten Denktaş; “Bu ancak Rum tarafından gelen bir bildiri olabilirdi.
Helal süt emen her Kıbrıslı Türk zannedersem benim geçirdiğim şoku geçirdi.
Bugün kendi işime bakamadım. Köylerden gelen ziyaretçiler, eski mukavemetçiler
büyük öfke içerisindedirler. Onları teskin etmekle günümü doldurdum” dedi.
Denktaş, Dr. Fazıl Küçük’ün “Kıbrıs Türkü
Türkiyesiz yaşayamaz” sözlerine atıfta bulunarak, “Türkiye geldi ve bizi yokolma
çizgisinden geri çevirdi. Hayat verdi, hürriyet verdi. Evlatlarını şehit etme
pahasına bize bu hürriyeti, bu vatanı kazandırdı. Bizi devletsiz bırakan Rum’un
karşısında devletimizi ilk tanıyan oldu. Bugüne kadar kahrımızı çekti, her
‘ah’ dediğimizde yardımımıza koştu. Türkiyesiz bir Kıbrıs Türklüğü
düşünmek hayalin ötesinde çılgınlıktır" diye konuştu. Rum tarafının
Kıbrıs Türkü’nün Türkiye’den ayrıldığı günü beklediğini vurgulayan
Cumhurbaşkanı Denktaş, “Biz mücadelemizi Atatürkçü, Anavatanına gönülden
bağlı, bayrak için canını feda eden, milliyetçi öğretmenlerin katkısı ile
verdik. İngiliz idaresinde Dr. Küçük’ün etrafında O’nun meşalesini köylere,
halka ulaştıran gözüpek ilkokul öğretmenleriydi” dedi.
“Bu sözleri KKTC’de dinleyen ve kabul eden
olmadığına göre bunların söyleneceği yer Güney’dir” diyen Cumhurbaşkanı
Denktaş, sendikacı olmanın, öğretmenin öğretmenlik vasıflarını “kirletme
özgürlüğüne” sahip olma anlamına gelemeyeceğini, sendikacı da olsa öğretmen
olduğunu unutmaması gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Denktaş, “Öğretmen
olmak demek Türklüğe hizmet etmek demektir. KKTC’nin mukavemetçi insanlarının
Anavatan’a olan sevgisini, saygısını kalben yaşaması demektir. 3-5 sendikacının
kendi mensuplarına danışmaksızın ortaya attıkları bu iğrenç iddiayı kınıyorum.
Bu sendikacılık değil, düpedüz kendini bilmezliktir, düşmana hizmettir,
nankörlüktür” ifadelerini kullandı.
Bu karakterdeki insanların öğretmenlik
yapamayacaklarını da söyleyen Cumhurbaşkanı, “Çocuklarımıza bu denli yanlış
bilgiler verecek kadar kendinden geçmiş insanlara öğretmenlik izni verilmemelidir.
Yasalarda eksiklik varsa gereği yapılmaldır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, yaptığı diğer
açıklamada da“gazete ilanıyla Türkiye karşıtı propaganda hareketi başlatan
sendikacıların şimdi de Internet aracılığıyla buna devam ettiğini” söyleyerek
yetkililerin buna dur demesini istedi. "Öğretmenlik bu değildir. Öğretmenlere
ihanettir, devlete ihanettir. Bu büyük bir suçtur" diyen Denktaş, sözkonusu
kişiler hakkında yasal işlem başlatılması için başta Milli Eğitim ve Kültür
Bakanlığı olmak üzere ilgili herkesi göreve çağırdı.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "sözkonusu ilanı
verip yediden yetmişe herkesi öfkelendiren kişilerin son olarak Internet kanalıyla
tüm dünyaya ‘Kıbrıs'ta faşizm var. Memeleketi Türkiye, faşist metodlarla idare
ediyor. Biz memleketimizi idare etmek istiyoruz’ " şeklinde açıklamalarda
bulunduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Denktaş, "Faşist bir idaremiz varmış
diyorlar. Faşist başkan da ben. Bütün dünyaya bunlar duyuruluyor.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Eğitim Bakanlığı'nı da
göreve çağırarak “böyle bir suç işleyen kişinin öğretmen olarak kadrolarda
tutulup KKTC bütçesinden maaş çekmesinin doğru olup olmadığını düşünmesini ve
gerekirse tahkikat yapmasını” istedi. Denktaş, sözkonusu kişilerin yasal yollarla
cezalandırılmasının şart olduğuna dikkat çekerek yasalarda eksiklik varsa bunun da
bir an önce hükümet tarafından derhal giderilmesini istedi.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş konunun Rum basınında ele
alınışına da değinerek başlıkların "Kuzey’de Türkiye'ye karşı isyan
büyüyor" şeklinde olduğunu söyledi. Denktaş, "Nerede bu isyan, bakalım…
Kimin parasıyla karnı doyan, ama aynı zamanda KKTC'den maaşını rahat rahat çekip
Türkiye'ye ‘paranı istemeyiz’ diyen iki tane kendini bilmez.. Türkiye'den para
istemez, çünkü başka kaynaktan buldu. Onun için istemez. Böylesi terbiyesiz,
yüzsüz, nankör açıklamalara kimsenin tahammülü kalmadı” şeklinde konuştu.
Denktaş, bazı uluslararası kuruluşlardan “KTÖS’e
baskı yapılıyor.. Tehdit Ediliyor” şeklinde şikayet mektupları aldığını
doğruladı. Konuyla ilgili açıklamasında bu yöndeki haberleri doğrulayan
Cumhurbaşkanı Denktaş, bunun, bu kuruluşlara gerçekleri duyurmalarına fırsatı
yarattığını ifade etti. Denktaş şunları ekledi:
“Bunlara gerçekleri duyurmak fırsatını buluyoruz.
KTÖS, öğretmenlerin sendikası olarak sendikal yetkilerini aşmış, öğretmenlerin
büyük bir çoğunluğunun da nefretle karşıladığı ve Anavatan’a bağlı
halkımızın şahlanmasına neden olmuş, kabul edilmez açıklamalarda bulunmuştur.
Halkın nabzını, hissiyatını hiçe sayarak, kutsal değerlere saldıranlar, halkın
reaksiyonunu görünce uluslararası kuruluşlara ‘baskı var, tehdit var’ diye
başvuruyorlar. Bunların korkuları, yalnızlıklarındandır. Devletini BM’den bir
çavuşa şikayet edecek kadar kendinden geçmiş insanlardan herşey beklenir.”.
Eroğlu; “Büyük bir ayıp ve nankörlük”
Başbakan Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk Öğretmenler
Sendikası’nı (KTÖS) bazı yerel gazetelere verdiği Ankara karşıtı ilandan dolayı
kınayarak, “Bu ilan büyük bir ayıp ve nankörlüktür” dedi. Bu hareketin Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti öğretmenine leke sürdüğünü belirten Başbakan Eroğlu,
“Bu, bir misyonu yüklenen zihniyetin davranış biçimidir. Misyonları, Kıbrıs
Türkü’nü Anavatan’dan koparmak ve kendilerinin hayal ettiği bir çözüm şekli
ile Kıbrıs Türkü’nü yeniden maceralara sürüklemektir. Bu çirkin davranışı
kabullenmek, benimsemek ve hazmetmek mümkün değildir. Böyle düşünce içerisinde
olanlara elbette verilecek cevabımız vardır ve bu cevap verilecektir” diye konuştu.
Konunun bugünkü Bakanlar Kurulu’nda ele alınarak
karar üretileceğini, hukuki yönünün de araştırılacağını açıklayan Başbakan
Eroğlu, konuyla ilgili çalışma yapması için Milli Eğitim ve Kültür
Bakanlığı’na da gerekli talimatların verileceğini bildirdi
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Türkü’ne her zaman
yardım ve destek verdiğini vurgulayan Eroğlu, KTÖS’ü işgal eden üç beş kişi
Anavatan’a dil uzatmaktadır, bu nankörlük örneğidir” dedi. KKTC Halkı’nın
Türkiye’ye bağlı olduğunu ve Anavatan’sız bir Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nin olmayacağının bilinci içerisinde bulunduğunu kaydeden Eroğlu,
“Hal böyle iken Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası böyle bir açıklama
yapabiliyor, böyle bir ilan verebiliyor. 1974 Barış Harekatı’nı unutmamak gerekir.
Bu, bizi toplu mezarların eşiğinden döndürmüş bir barış harekatıdır. Bugün de
güven içerisinde yaşıyorsak bunun nedeni Türk Silahlı Kuvvetleri’nin burdaki
varlığı, Anavatanımızın desteği ve Türk Halkı’nın Anavatandaki
kardeşlerimizin, KKTC’ye ve onun halkına olan sevgisi ve içten duygularıdır.”
dedi.
Eroğlu, Bakanlar Kurulu toplantısına girişte
yaptığı açıklamada, KKTC halkı arasına nifak tohumları sokmaya, Kıbrıs
Türkü’nü anavatana karşı bir halkmış gibi göstermeye çalışmanın kabul
edilebilecek bir davranış biçimi olamayacağını ifade etti. Başbakan, şöyle devam
etti:
“Bizim öğretmenimiz aydın, ulusal davaya bağlı,
Atatürk ilkeleriyle yetişmiş ve emanet ettiği gençleri de Atatürk ilkelerine bağlı
yetiştirmek gayretinde olan insanlarımızdır. Dolayısıyla öğretmenlerimizin
itibarına gölge düşürecek bu gibi davranışları sergileyenlere karşı
öğretmenlerimizin bir tavır belirlemesi inancı içindeyim. Biz bu olayı
benimsemediğimizi, benimsenecek bir tavır olmadığını, ancak bu kişilerin bir misyon
omuzladıklarını ve bu misyonu gerçekleştirmek düşüncesiyle hareket ettiklerini
anlıyoruz. Buna karşı da alınması gereken tedbirler alınır. Ama KKTC halkını
anavatanından kopmuş bir halk gibi göstermeye kimsenin hakkı yoktur"
Akıncı;”Kendilerine ve camiaya karşı yanlış
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa
Akıncı, KTÖS’ün Türkiye’yle ilgili ilanının sendikaya ve camiaya karşı
yapılmış ciddi bir hata olduğunu söyledi.
Türkiye ile KKTC arasında çok uzun yıllar öncesinden
Kıbrıs Türkü’nün Anadolu’dan gelmesiyle başlayan, kökleri çok derine inen
manevi ve kültürel bağlar bulunduğuna işaret eden Akıncı. KTÖS yöneticilerinin
bunları bir yana bıraksalar bile, Türkiye’nin, bugün özellikle ve öncelikle tüm
komşuları, sonra da bütün dünya ülkelerinin dostluğuna önem verdikleri bir büyük
ülke olduğunu vurguladı. Akıncı, geçtiğimiz günlerde AB’nin Genişlemeden
Sorumlu Komiseri Günter Verheugen’in “Avrupa’nın Türkiye için öneminden çok
Türkiye Avrupa için önemlidir” dediğine işaret ederek şunları kaydetti:
”Özellikle KTÖS yöneticilerine vurgulamak istiyorum,
Güney’deki halkla dostluk kurmak isterken şunu akıldan çıkarmayalım, bugün Güney
Kıbrıs’ta Türkiye’nin dostluğunun ne anlama geldiğini anlayanların sayısı her
geçen gün artıyor. Kısacası vermek istediğim mesaj şudur: Bir takım duygu ve
düşünceleriniz olabilir. Bunlar bizce son derece yanlış. Ama bu duygu ve
düşüncelerinizi bölgenin gerçekleriyle de sınamanız lazım. Türkiye’ye
düşmanlık güderek bir yere varmanın hiçbir anlamı olamaz ve geçerliliği de
olamaz” Akıncı, bunu Güney’deki insanlar bile kavramışken kuzeyde sendika
yöneticilerinin Türkiye’ye düşmanlık politikası güderek bir yere varılabileceği
ve bu zeminde iyi şeyler olabileceğini düşünebilmelerinin son derece yanlış ve son
derece gerçek dışı ve maddi manevi tüm değer yargılarına ters bir davranış
biçimi olduğunu vurguladı. TC ile KKTC arasındaki ilişkilerin çok daha sağlıklı
bir zemine oturtulabileceğine inandığına işaret eden Akıncı, bir takım eksiklikler
ve yanlışlıklar bulunduğunu, ancak bu tür yaklaşımlar ve mesajlarla KTÖS’ün
öncelikle kendi camiasına, sonra da Kıbrıs Türk halkına ve bölgenin gerçeklerine
de ters düşeceğini kaydetti. Akıncı, “Türkiye’nin önemini ve dostluğunun
önemini kavramadan bu ülkeye hizmet edemezsiniz. Öğretmeninize de hizmet
edemezsiniz” dedi.
Ertuğruloğlu
Dışişleri ve Savunma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu,
bazı yerel gazetelerde yayımlanan ilanı nedeniyle KTÖS'ü kınadı. Tahsin
Ertuğruloğlu, yayımladığı açıklamada, “Atatürk İlke ve İnkilapları
çerçevesinde geleceğimizin güvencesi olan evlatlarımızı vatanına, milletine ve
devletine bağlı birer vatansever olarak yetiştirmekle görevli olan baştacımız
öğretmenlerimizi temsil ettiği iddiasıyla ahkam kesen birkaç kendini bilmezin
insanlık vasıflarından yoksun, hakarete varan ifadelerle Anavatanımıza mesnetsizce
saldırmasını esefle karşılıyor ve şiddetle kınıyorum” dedi.
Tahsin Ertuğruloğlu, öğretmenlerin milli mücadelede
büyük pay sahibi olduğunu vurgulayarak öğretmenlerimizin ezici çoğunluğunun bir
kaç kişinin düşüncelerini paylaşmadığından emin olduğunu ifade etti.
Ertuğruloğlu şöyle dedi:
“Kıbrıs’ta Türk varlığını korumak ve yüceltmek
için yarım asrı aşkın bir süredir Anavatan Türkiye’nin tam desteğiyle verilen
milli mücadelemizde bugün gelinen kritik noktada bu tarz bir provokasyonun yapılması,
bazı nankörlerin kimlerle işbirliği içerisinde olduklarını kanıtlamaktadır.
Anavatanı’na yürekten bağlı ve büyük Türk Ulusu’nun kopmaz bir parçası olan
Mücahit Kıbrıs Türk Halkını derinden yaralayan bu gazete ilanının arkasında olan
provakatörler bilmelidirler ki, Türk Ulusu içerisinde nifak tohumları sokmak
isteyenler provokasyon emellerine hiçbir zaman ulaşamayacaklar, Türk’ün sarsılmaz
ve yıkılmaz birlik ve beraberlik ruhu karşısında yok olup gideceklerdir.
Bakanlar Kurulu KTÖS’ü kınadı
Bakanlar Kurulu, Ankara’yı hedef alan ilanı nedeniyle
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’nı kınadı. Bakanlar Kurulu Sözcüsü,
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Salih Miroğlu toplantıda ilk olarak “KTÖS’ün
ilanı” konusunu değerlendirdiklerini ve sendikanın birkaç yöneticinin
yayınladığını anladıkları ilanla ilgili şu kararı aldıklarını açıkladı:
“KTÖS’ü bir gazete ilanıyla ortaya çıkan
görüşleri nedeniyle hükümet olarak şiddetle kınamaktayız. Türk ulusunun kopmaz
bir parçası olan Kıbrıs Türk halkı, geleceğinin ve güvenliğinin yegane güvencesi
olarak sadece Anavatan Türkiye’yi görmektedir. Halkımız bugüne kadar devletimizin
Anavatan Türkiye’yle mevcut bağlarını daha da derinleştirecek, işbirliğini
geliştirecek yönetimleri işbaşına getirmek suretiyle bu yöndeki iradesini ortaya
koymuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçekleştirdiği mutlu Barış Harekatı’yla
kazanılan özgürlük ortamında kurulan ve bugün kendi sınırları içinde egemen olan
KKTC, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güvencesi altında Anavatan’ın özverili
destekleriyle kalkınma mücadelesi vermektedir. Bu gerçekleri yok farzeden bir
anlayışın halkımız arasında yeri yoktur. Öğretmenler Sendikası’nın ortaya
koyduğu görüşler, aynı zamanda Atatürk ilkeleri doğrultusunda devletine bağlı,
tarihine ve kültürüne sahip çıkan genç nesiller yetiştirme görevini yerine getiren
öğretmenlerimizin de inanç ve iradelerine aykırıdır. O nedenle her şeyden önce
öğretmenlerimizin demokratik kuralları harekete geçirerek gerçek iradelerini ortaya
koyacakları inancındayız. Anayasamızın bize verdiği görev, devletin sosyal,
ekonomik, siyasal ve yasal temel düzenini korumak, kamu yararı, toplumsal huzur ve
ulusal güvenliği sağlamaktır. Bakanlar Kurulu bugün konuyu ele aldığı
toplantısında halkın onuru ve yüce değerlerine yönelik saldırılara izin
verilmeyeceğini, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’nın sergilediği tavrın da
halkımızın ve ulusal çıkarlarımızın aleyhine bir davranış olduğu
değerlendirmesini yapmıştır.”
UBP
Ulusal Birlik Partisi, bazı yerel gazetelerde yayımlanan
ilanı nedeniyle KTÖS’ü kınadı.
UBP Basın Bürosu tarafından yayımlanan açıklamada,
“Ülkemizde yaşanan ekonomik sorunları bahane ederek KKTC Devleti’ne ve hamimiz
Anavatan’a küfür edercesine bazı basın organlarına paralı ilan veren Kıbrıs
Türk Öğretmenler Sendikası’nı (KTÖS) alenen kınarız” denildi. Açıklamada,
UBP’nin, KKTC’nin geleceğinin hazırlanmasında üzerine büyük görevler düşen
öğretmenler sendikası gibi bir kuruluşun bu görüşte olduğu inancında olmadığı
belirtilerek şöyle denildi:
“Ancak kuruluşun başını çekenlerin, bu görüşte
oldukları ve ülkedeki demokratik ortamdan yararlanarak KKTC ile Türklük
Dünyası’nın Lideri konumundaki Anavatanımızın arasını açmaya çalıştıkları
görülmektedir. Hamimiz Anavatan Türkiye’ye rağmen 1958-1974 yılları arasında bize
yapılanları henüz unutmadık. Ancak bunları unutan veya böyle yapmakla yani
mandacılara çanak tutmakla kendilerine bir çıkar sağlamak düşüncesinde olanların
çizmeyi aşmakta olduklarını görüyoruz. Aralık 1963’te Lefkoşa’da, 1964’te
Limasol’da, Baf’ta, Mağusa’da, Larnaka’da, Gaziveren’de, Boğaz’da,
Erenköy’de 1967’de Boğaziçi ve Geçitkale’de nihayet 1974 Muratağa, Atlılar,
Sandallar ve Taşkent’te yapılanlar nasıl unutulur? Kıbrıs Türk Halkı,
Anavatan’ı ile et ve tırnak gibidir, birbirlerinden ayrılamazlar. Bizleri Anavatan
Türkiye’den ayıracak hiçbir güç yoktur ve olmayacaktır. Anavatan’la var olduk,
Anavatan’la sona dek birlikte olacağız. Bizi esir olmaktan ve Rum-Yunan boyunduruğu
altına girmekten kurtaran Mutlu Barış Harekatı’nı gerçekleştiren Kahraman Türk
Silahlı Kuvvetleri olmuştur. Mücahit halkımızın ezici çoğunluğununun bu
görüşte olduğunu kimse inkar edemez. Bu münasebetle, bizleri özgürlüğümüze ve
insanca yaşama olanaklarına kavuşturan Anavatanımız Türkiye’ye, O’nun
bağrından çıkmış Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve Güvenlik Kuvvetlerimize
en içten şükran duyularımızı bir kez daha belirmekten gurur duyarız.”
Açıklamada, “Ulusal Birlik Partisi’nin Kıbrıs Türkünü Anavatan Türkiye’den
koparmak için yapılan bu girişimleri şiddetle kınadığı” belirtildi ve ilanı
yayımlayanlar akl-ı selime davet edildi.
UDP
Ulusal Diriliş Partisi Genel Başkanı Enver Emin
yazılı açıklamasında, ilanı “çirkin ve kabul edilemez” olarak niteledi.
“KTÖS’ün ülkede kargaşa yaratma, KKTC ile Türkiye arasındaki iyi ilişkileri
bozma ve halka rağmen ‘Kıbrıslılık’ hedefine ulaşmaya çalışmakla” suçlayan
Emin, “KKTC’de siyasi ihtiraslardan kaynaklanan bir takım söylem ve girişimler
herkesi fazlasıyla rahatsız etmektedir” dedi. Emin, “Kıbrıs hem KKTC’nin, hem de
Türkiye’nin ulusal davasıdır. Türkiye uzun yıllardır uluslararası platformlarda
çok büyük siyasi ve ekonomik fedakarlıklara katlanarak taviz vermeksizin Kıbrıs
politikasını bugüne kadar başarıyla yürütmüştür. KKTC’de bir grup insanın
kapris ve yanlışları Kıbrıs Türkü’nü inançlarından asla vazgeçiremez”
ifadelerini de kullandı.
YDP
Yeni Demokrasi Partisi, sözkonusu ilanın “Ankara’yı
hedef aldığını ve artniyetli olduğunu” belirterek bunu hayretle karşıladığı
ifade etti. YDP’den yayımlanan açıklamada şöyle denildi: “Bu bildirilerin altına
imza atanların çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz olduğu kanaatinde
değiliz. Kıbrıs’ı Girit yapmak isteyen tüm mihraklarla her koşulda sonuna kadar
mücadele edeceğiz. Kıbrıs asla Girit olmayacak. Çünkü Kıbrıs Türk halkı bu
oyunu bozacaktır.”
MAP
Milliyetçi Adalet Partisi, KTÖS’ü kınadı. MAP Genel
Başkanı Zorlu Töre, KTÖS’ün ilanını Türkiye’ye hakaret olarak değerlendirdi.
Töre, parti genel merkezinde bu amaçla düzenlediği basın toplantısında,
“KTÖS’ün anavatan Türkiye’ye hakaret ve aşağılamaya varan gazete ilanlarını
nefretle kınıyoruz” dedi. Töre, “Türkiye’yi Kıbrıs’ta istemeyen
öğretmenlerin kendi çocuklarını okutamayacağı” şeklinde görüş belirterek
“Çocuklarımızı bunlara emanet edemeyiz” dedi. KTÖS’ün “Türkiye’nin
Kıbrıs Türklerini esir alacağını söyleyerek siyaset ve ideolojik anlamda bir
çalışma içine girdiğini” belirten Töre, “Milli Eğitim ve Kültür
Bakanlığı’nın bu öğretmenlere ne gibi ceza vereceğini merakla bekliyoruz.
Başsavcılık, polis ve hükümetin Türkiye’ye bu saldırı karşısında takibat
yapıp yapmayacağını merak ediyoruz” diye konuştu.
Liberal Parti Yürütme Kurulu adına Kemal Bolayır yayımladığı
açıklamada, “demokrasilerde herkesin yasal çerçevede istediğini söyleme ve yayma
özgürlüğünü savunduklarını ancak KTÖS’ün bildirisinde kullanılan üslubun,
toplumda saygın bir yeri olan öğretmenlerin saygınlığını zedelediğini ve toplum
gerçeklerini yansıtmadığını” belirtti. Bolayır, KKTC’nin Türkiye’yle her
zaman her konuda çok yakın iletişim, etkileşim ve işbirliğinde olmasını
savunduklarını bildirdi.
Özgürlük ve Adalet Partisi Genel Başkanı Arif Salih Kırdağ, “KTÖS’ün ilanını çok
vahim ve önemli bir yanlış olarak değerlendirdiklerini” açıkladı. Kırdağ, “bu
yanlışın ve oluş sebebinin teşhis ve tedaviyi gerektirecek önemli bir toplum
meselesi olarak görülmesi gerektiğini” savundu ve KTÖS yönetimini sağduyuya davet
etti.
(yukarı)
KURULUŞLARIN TEPKİLERİ
KTÖS’ün Türkiye’yi hedef alan
ilanına KKTC’nin her kesiminden tepki yağdı.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Derneği Başkanı
Ahmet Ulubay açıklamasında, “KTÖS’ün Ankara’ya karşı ilan yoluyla
başlattığı saldırıları kınadıklarını ve bu tip ilanların Kıbrıs Türk
öğretmeni ile Kıbrıs Türk halkını hiçbir şekilde bağlamadığını” kaydetti.
Kıbrıs Türk Kadınlar Konseyi
Başkanı Latife Birgen, sendikanın ilanından duyulan üzüntüyü ifade ederek
“Kıbrıs Türkü Anavatanına gönülden bağlıdır. Ankara’ya dil uzatan bu paralı
ilanı şiddetle kınıyoruz” dedi.
KKTC Muhtarlar Birliği Başkanı Mehmet
Aydın, Gazimağusa İlçe Muhtarlar Derneği Başkanı Sermet Beyazhasan, İskele İlçe
Muhtarlar Derneği Başkanı Yılmaz Şehitoğlu, Lefkoşa İlçe Muhtarlar Derneği
Başkanı Metin Bıçkıcıoğlu, Girne İlçe Muhtarlar Derneği Başkanı Nidai Keleş
ve Güzelyurt İlçe Muhtarlar Derneği Başkanı Yaşar Cahitoğlu imzasıyla yapılan
açıklamada, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en fazla birlik ve beraberliğe
ihtiyacı olduğu bu dönemde, Anavatan Türkiye’ye karşı KTÖS’ün yapmış olduğu
talihsiz açıklamayı, beş ilçenin muhtarlar derneğini temsilen Muhtarlar Birliği
Yönetim Kurulu olarak kınar, ilgilileri sağduyuya davet ederiz” denildi.
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS)’e
üye 73 öğretmenin imzasıyla yapılan açıklamada, KTÖS kınanırken ona
destek veren KTOEÖS başkan ve yöneticileri de protesto edildi. “KTÖS’ün söz
konusu ilan yoluyla başlatmış olduğu çirkin saldırıların Kıbrıs Türk
öğretmenini Türkiye kamuoyunda töhmet altında bırakmaya yönelik olduğu” ifade
edilen açıklamada, öğretmenlere “sendikalarına sahip çıkma çağrısında” da
bulunuldu. Açıklamada şöyle denildi:
“KTÖS’ün Anavatan Türkiye’ye gazete ilanı
yoluyla yapmış olduğu çirkin saldırıyı kınar; buna destek veren; görüş belirten
ve Ledra Palace barikatında kendi devletini Birleşmiş Milletler çavuşuna şikayet
eden Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası başkan ve yöneticilerini
protesto eder; öğretmen arkadaşlarımızı sendikalarına sahip çıkmaya davet ederiz.
Kıbrıs Türk Kadınlar Birliği yaptığı
açıklamada, söz konusu ilanı çok üzücü bulduklarını ifade ederek birlik yönetim
kurulu ve üyelerinin öğretmenlerin sendika yöneticilerine tepkisini dile getirdi.
Kuzey KıbrısTürk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren 5
üniversite rektörü, gazetelere verdiği ilanla “Türk Ulusu ile onun bir parçası
olan Kıbrıs Türkü’nü karşı karşıya” getirmeyi” amaçladığı gerekçesiyle
KTÖS’ü kınadı.
Doğu Akdeniz Üniversitesi, Girne Amerikan
Üniversitesi, Lefke Avrupa Üniversitesi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi ve Yakın
Doğu Üniversitesi rektörleri adına yapılan yazılı açıklamada,
“Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası yönetimindeki bazı kişilerin, Türkçe dil
bilgisi kurallarını dahi bilmeyerek verdiği paralı gazete ilanları, hiç bir zaman
tarihi gerçeği ortadan kaldıramaz. O tarihi gerçek ki, Anavatan Türkiye ile ulusal
mücadeleyi omuz omuza, gönül birliği içinde sürdüren Türk ulusunun kopmaz bir
parçası olan Kıbrıs Türk halkı, özgür ortamda, geleceğine güvenle
bakmaktadır” denildi.
Emekli Subaylar Derneği, Emekli Astsubaylar
Derneği, Atatürkçü Yaşam Derneği, Atatürk Araştırma ve Uygulama Merkezi,
Vakıflar ve Din İşleri Emeklileri Derneği, Emekli Mücahitler Derneği ve Kıbrıs TMT
Derneği’nden ortak tepki geldi. 7 örgütün başkanlarının imzasıyla
yapılan ortak açıklamada, KTÖS’ün paralı ilanının ve Avrupa gazetesinin dünkü
manşet haberinin herkesi üzdüğü ve rahatsız ettiği belirtildi. Yektili makamların
yasal işlem başlatması istenen açıklamada, geleceğin teminatı olan çocukların
büyük bir güvenle emanet edildiği çok değerli öğretmenlerin büyük kısmının bu
ve benzeri düşüncelere sahip olmadığına inanç belirtildi. Bütün öğretmenlerin
düşüncesiymiş gibi görülen bu çirkin davranışın düzeltilmesi için Milli
Eğitim ve Kültür Bakanlığı’ndan da girişim başlatmasını isteyen 7 örgüt,
Kıbrıs Türkü’nün 1878’den beri değişik şekillerde sürdürdüğü mücadelenin
Anavatan’ın desteğiyle başarıya ulaştığını kaydetti. Açıklamada, Dr. Fazıl
Küçük’ün bir sözüne atıfta bulunularak Kıbrıs meselesinin Türkiye’siz
halledilemyeeceğinin herkesçe bilinmesi istendi.
Kıbrıs Türk Gazeteciler Cemiyeti
Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, KTÖS’ün ilanı kınandı ve hükümete
de eleştirilerde bulunuldu. Ülkedeki esas sorunun hükümet edenlerden
kaynaklandığını savunan cemiyet yönetim kurulu, “Hükümetin büyük ortağı
milliyetçiliği kendine kalkan edinerek ulusal değerlerin erozyona uğratılmasına
çanak tutarken, küçük ortak işgal ettiği makamları devleti çökertmenk için
kullanmaktan çekinmemektedir” iddiasına yer verdi. Hükümetin istifaya davet
edildiği açıklamada, KTÖS’ün Kıbrıs Türk halkının nefretle karşıladğı
ilanına ortam hazırlayanların ve buna çanak tutanların esas sorumlulular olduğu
ifade edildi.
Kıbrıs Türk Basın Konseyi Başkanı
İsmet Kotak, KTÖS’ün gazaete ilanlarıyla anavatan Türkiye’ye hakaret etmesinin,
sendikanın uzun bir süredir planlı bir şekilde, dış odakların emrinde yürütmekte
oldukları politikanın parçası olduğunu savundu. Bu çalışmaların Kıbrıs Türk
halkının anavatan Türkiye ile bağını kesmeyi hedeflediğini belirten Kotak, sendikal
haklarla uğraşmak amacıyla kendilerine tanınan hoşgörülü tutumdan yararlanarak
Türk Ulusu’na, Türkiye’ye ve KKTC’ye hakaretler yağdıran “kendini bilmez
azınlık” hakkında yasaları uygulamayan hükümetin de en az bunlar kadar sorumlu
olduğunu ileri sürdü.
Türkiye’ye karşı dil uzatılmasını planlı bir
gidişin parçası olarak gördüklerini ifade eden Kotak, “Bazı sendika ağaları
anavatan Türkiye’ye hakaret ederek tüm kitleyi töhmet altında bırakmışsa, o kitle
mensuplarının açıkça karşı tavır koymak durumunda olduklarını” kaydetti.
Kotak, hükümetin de “KKTC’de yarattığı kaosun sorumlusu olarak istifa etme
zamanının geldiğini” savundu.
Kıbrıs Türk gazeteciler Birliği
Başkanı Özer Hatay, KTÖS’ın gazetelerdeki paralı ilanının, sendikal
faaliyetlerin maksadını aşan söylemler içerdiğini bu durumu üzüntü ile
karşıladıklarını belirterek, “Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti’nin tek güvencesi
ve Kıbrıs Türk halkının geleceğinin teminatı olan Türkiye geneline yönelik bu
saldırıyı kınar, şiddetle protesto ederiz” dedi. Hatay, Kıbrıs Türk
Öğretmenler Sendikası yetkililerine daha yapıcı, sağduyulu ve bütünleştirici bir
ortama gelmeleri çağrısında bulundu. Bu tür hareketlerin, toplumu bölmekten başka
bir amaca hızmet etmeyen, düzeysiz ve kısır tartışmalara yol açabileceğini
kaydeden Hatay, “Küçük bir grubun büyük kitleler adına hareket ederek büyük bir
sorumsuzluk örneği vermesi de üzücü ve düşündürücüdür” dedi.
Kıbrıs Türk Emekliler Cemiyeti,
Ankara’ya dil uzatılmasını yersiz, manasız ve talihsiz bir heyezan diye niteledi.
Cemiyet Başkanı Rıfat Şener, “Kıbrıs Türkü’nün hürriyet mücadelesinde ön
saflarda bayraktarlık yapan öğretmenlerin ilanı verenleri şiddetle kınamalarını;
velilerin, bu öğretmenlerin bulunduğu okullara çocuklarını göndermemelerini ve
Eğitim Bakanı’nın sendika yöneticilerini asli görevlerine çağırmasını” da
istedi.
KKTC Polis Emeklileri Derneği adına
Nedret Tümkan, tek güvence olan Anavatan Türkiye aleyhine sarfedilen sözlerle toplum
huzurunun bozulmasını yadırgadıklarını ve kınadıklarını açıkladı. Tümkan
açıklamasında, bu gibi davranışların topluma zarar vermekten ve toplumu kamplara
bölmekten başka bir amaç gütmediği görüşünü dile getirdi
Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği, Ulusal Hedef
İçin Mücadele Platformu, Parlamenterler Birliği, Baf Türk Birliği, Barış Harekatı
Gaziler Derneği ve İlk-Sen; KTÖS ilanının, Kıbrıs Türk Halkı ile
Anavatan Türkiye’nin arasını açacak nitelikte olduğunu belirterek tepki gösterdi.
Parlamenterler Birliği Başkanı Macit Hakkı Yusuf,
KTÖS’ü “ele geçiren küçük bir azınlığın”, tutum ve davranışlarıyla
şerefli Türk öğretmeninin ve Kıbrıs Türk Halkı’nın Anavatan Türkiye’yle
arasını açmak için her çareye başvurmaya başladıkları görüşünü belirtti.
Macit Hakkı Yusuf “Anavatan Türkiye’ye olan bu kin ve nefretlerini paralı ilanlarla
gazete sütunlarına geçirmekten çekinmeyen bu sözde sendikacılar şerefli Türk
öğretmeninin temsilcisi olamazlar” dedi ve öğretmenlerin bunlara karşı tavır
koyacaklarından emin olduğunu kaydetti.
Baf Türk Birliği’nin açıklamasında ise “Türk
ulusuna karşı her alanda amansız bir haçlı saldırısı ile karşı karşıya
kaldığımız bu günlerde, Kıbrıs Türkü’ne can veren, kan veren KKTC’nin
varlığının garantisi Anavatanımıza karşı o iğrenç ifadeleri kullananları
şiddetle lanetliyoruz” denildi.
Diğer bir ilkokul öğretmenleri sendikası olan İlk
Sen’in başkanı Yusuf Yücem de yaptığı açıklamada, “Ekonomik sıkıntıları ve
istikrar paketini bahane ederek Kıbrıs Türk öğretmeninin asla onaylamadığı
Ankara’ya Ültimatom ilanını hayret ve esefle okuduk. KTÖS’ün öğretmenlerimizin
onurunu ve saygınlığını yok etmeye ve Anavatanımıza hakaret etmeye yönelik bu
saldırısını İlk-Sen olarak şiddetle portesto ediyoruz” denildi.
Lefkoşa Polis Emeklileri Dayanışma Derneği Başkanı
Mustafa Çağla, yaptığı açıklamada, “Bu ilanda KKTC’nin anayurdu, ayakta
durmasının tek güvencesi olan Türkiye Cumhuriyeti’ni aşağılayıcı göstermek
için dil uzatılmasını şiddetle kınar protesto ederiz” dedi
Kardeş Ocağı Yönetim Kurulu adına
başkan Hilmi Refik tarafından yayımlanan açıklamada, KTÖS’ün ilanının “ulusal
çıkarlara ters düştüğü ve KKTC idealleriyle bağdaşmadığı” vurgulanarak
ilanın üzüntüyle karşılandığı belirtildi. Açıklamada sözkonusu ilan kınandı.
Atatürkçü Düşünce Derneği
Başkanı Gökhan Güler, KTÖS’ün görüşlerini tasvip etmediklerini ve
kınadıklarını belirtti. Güler yayımladığı açıklamada, KTÖS’ün ilanında
belirtilen görüşlerin tüm öğretmenlerin görüşleri olduğuna inanmadıklarını
ifade etti. Açıklamada şöyle denildi: “Çocuklarımızı eğitmekle sorumlu
öğretmenlerimizden bir kısmının özellikle son zamanlarda içine girdikleri tavır ve
hareketler düşündürücüdür. Gerçek anlamda bu onurlu ve saygın mesleği yürüten
sessiz çoğunluğa sahip öğretmenlerimizi bu tavır ve düşünceleri kınamaya davet
ediyoruz.”
İngiltere’de faaliyet gösteren 6 örgüt,
KTÖS’ün Ankara’ya hitap eden gazete ilanına tepki gösterdi. Turkish
Cypriot Network, Kıbrıs Türk Lobi Grubu, Kıbrıs Türk Örgütleri Konseyi Siyasi
Komitesi, Türk-1 Birliği, Vigil for Justice ve İngiltere Türk Öğretmenler Birliği’nce
yayımlanan ortak bildiride, KTÖS kınandı ve “bir avuç gafilin gücünün Anavatan
Türkiye ile Kıbrıs Türk halkının arasını açmaya yetmeyeceği” kaydedildi.
Açıklamada, KTÖS’ün davranışının Kıbrıs Türk halkının mücadelesinde şehit
düşen öğretmenlerin anısına saygısızlık olarak değerlenirildiği de ifade
edildi.
(yukarı)
RUM TARAFINDAN YANSIMALAR
SİMERİNİ: KTÖS'E RUM
SENDİKALARINDAN DESTEK
Rum Eğitim Örgütleri POED (Rum ilkokul öğretmenleri
teşkilatı) OELMEK (Rum orta dereceli okul öğretmenleri örgütü) ve OLTEK (Rum Teknik
Öğretim Öğretmenleri Birliği) ortak bir mektup gönderdikleri uluslararası Eğitim
kuruluşlarından "Denktaş yönetiminin KTÖS, aleyhinde aldığı baskıcı
önlemlerin sona erdirilmesi için" derhal devreye girmelerini talep ettiler.
Rum "Bağımsız Öğretmenler
Hareketi" de dün bir açıklama yaparak "Kıbrıs Türk eğitimcilerin
tepkilerine" memnuniyet belirtti ve onlara dayanışmasını bildirdi. (08.02.2001)
FİLELEFTHEROS: KIBRIS TÜRKLERİ ARASINDA
MÜTTEFİKİMİZ OLAN GÜÇLER VARDIR
Etaplar halinde bize ulaşan haberlere göre, Kıbrıs
Türk öğretmenlerinin Bu açıklamalarının yankıları olumlu izlenimler bıraktı.
Denktaş ve kafadarlarını rahatsız eden husus, KTÖS'ün bildirisinin açıklandığı
basın toplantısının Kıbrıs Türklerinin 41 örgütünün oluşturduğu platform
tarafından da izlenmesi oldu. Bilindiği üzere bu örgütler 'Bu vatan bizim' sloganı
ile mücadele vermektedirler. Vatanımızın işgal altında bulunan bölgesinde meydana
gelmekte olan olaylara dikkatlerimizi isabetle çevirecek olursak, o zaman ortak bir vatan
elde etme mücadelemizde müttefiklerimizin bulunduğunun farkına varacağız. Yeter ki
doğru ve akılcı davranışlar içerisinde olalım. (07.02.2001 Hristakis KATSAMBAS
yorum)
HARAVGİ: PEO'DAN KTÖS'E DAYANIŞMA
PEO Genel Sekreteri Bambis Kiritsis, Kıbrıs Türk
öğretmenlerinin mücadelesine dayanışma ve destek mesajı gönderdi. Mesajda şu
görüşlere yer verildi: "PEO sendikal hareketi adına, Denktaş rejiminin baskıcı
ve halk karşıtı paketlerine karşı Kıbrıs Türk toplumunun varoluşu ve ekonomik
refahı için vermekte olduğunuz mücadeleye sınırsız dayanışmamızı belirtmek
isterim." Kiritsis ayrıca durum hakkında ve "Denktaş rejimi tarafından
sendikal özgürlüklere karşı uygulanan teröre karşı" Dünya Sendikalar
Federasyonu ve bu federasyon üyesi sendikalara bilgi vereceğini anlattı. (06.02.2001)
FİLELEFTHEROS: GERÇEĞİ SÖYLEME CESARETİ OLAN
KIBRISLI TÜRKLER VARDIR:
Diktatörlük ve askeri düzen şartlarının hüküm
sürdüğü işgal altındaki topraklarda, sayıca az olmalarına rağmen, bazı
Kıbrıslı Türklerin 'anavatan'Türkiye'ye karşı seslerini yükselttiklerini kişinin
görüp idrak etmesi zor değildir. Bu insanların sabrı artık tükenmiş ve
tiksintilerinin bardağı taşmış olmalıdır ki, aleyhlerinde olabileceklere aldırış
etmeden, Türkiye'ye şunu haykırabiliyorlar: "Ne paranızı, ne de ekonomik
tedbirler paketinizi isteriz!" Türkiye'ye karşı bu açık ve anlaşılır sesi,
Kıbrıs Türklerinin Öğretmen Sendikası yükseltti. Öğretmenlerin bir bölümünün
yükselttiği bu ses gerçekten hayranlık uyandırdı.
Durum kendiliğinden anlaşılmaktadır. Eğer işgal
altındaki topraklarda ifade özgürlüğü bulunmuş olsaydı, ne Denktaş'ın iktidarı,
ne de Türkiye'nin egemenliği söz konusu olacaktı. Öyle inanıyoruz ki bu durum
bütünüyle uluslararası alanda protesto edilmelidir. Kıbrıs Türkleri arasındaki
makul görüş ve seslere ancak böyle yardımcı olabiliriz. Ayrıca gelecekte daha iyi
günler görebilmek için izlememiz gereken yol da budur. 03.02.2001 Hristakis KATSAMBAS
yorum
HARAVGİ: BUNLARI KİM YARGILAYACAK?
Sendikacı öğretmenlerin vatanseverce buluşları olan
'ANKARA'YA HAYIR' sloganını dile getirerek haykırmaları, yasadışı rejim tarafından
'isyancı' bir deklarasyon sayıldı. Başka sendikal kuruluşların da KTÖS ile
dayanışma içerisinde olmaları gerçeği cesaret vericidir.
Bizim de, vatandaşlarımız Kıbrıs Türklerinin bu
mücadelelerini her yöntemle destekleme mecburiyetimiz bulunmaktadır. Denktaş ve
Ankara'nın uluslararası forumlara şikayet edilmeleri gerekmektedir. Kıbrıs
topraklarının üçte bir kadarını yasadışı bir şekilde işgali altında bulunduran
bir ülke vardır. O da Türkiye'dir. Peki Türkiye ne zaman yargılanacaktır?
(04.02.2001 yorum)
FİLELEFTHEROS: DENKTAŞ REJİMİNDEN CEZAİ
KOĞUŞTURMA
Hükümet çevreleri Kıbrıs Türk Öğretmenler
Sendikası KTÖS'ün Kıbrıs'ın işgal altındaki topraklarındaki rejime ve Ankara'ya
karşı bir ilan deklerasyon yayınlama hareketini çok önemli görüyor ve bunun,
Kıbrıs Türkleri arasında varolan genel havayı yansıttığı değerlendirmesinde
bulunuyorlar.
"Rum Merkezi Yeniden Toparlama Hareketi"
EPALKSİ, konu ile ilgili açıklamasında "İşgalden Yakamızı Kurtarmak İçin
Ortak Mücadele Verilmesi Gereklidir" görüşüne yer verdi. (03.02.2001)
HARAVGİ: KIBRIS TÜRKLERİNDEN ANKARA'YA `HAYIR'
Kıbrıs Türklerinin işgalci Türkiye'ye karşı isyanı
her geçen gün yeni şekiller almakta, boyutlar kazanmaktadır. Ankara'ya karşı çıkma
daha cüretli ve işgal rejimini daha da rahatsız edici duruma ulaştırılmış
bulunmaktadır.
Bu aşırı cüretli hareketin önemi iki noktada
toplanmaktadır: a. Bu tepkiler, Kıbrıs Türk toplumunun kültürlü kesiminden
gelmektedir. b. Komşuların, tehlikeleri ve siyasi amaçları bir kenara itip onlara
aldırış etmeyerek bu tür aşırı cesaretle hareket etmeleri içine düştükleri
ümitsizliğin seviyesini göstermektedir.
Acaba onlarla ortak mücadele vererek Atilla'ların
buradan kovulması ve işgalden kurtulmamızın zamanı geldi mi? Hükümet, siyasi
partiler ve örgütlerimiz bazı önlemler, etkinlikler ve faaliyetler düşünerek Ankara
ve Denktaş'ın diktatörlüklerine artık tahammül etmeyen Kıbrıs Türklerinin
mücadelesinin kolaylaştırılmasını nasıl sağlayabilir? (02.02.2001 yorum)
HARAVGİ: HRİSTOFYAS: "İLERİCİ TÜRKLERE
HAYRANLIĞIMI DİLE GETİRİYORUM"
AKEL Genel Sereteri Dimitris Hristofyas, partisince
Limasol'da düzenlenen bir etkinlikte "Bu anda sizinle birlikte, işgal rejimini
inkar etmeye cesaret eden, özgür ve Kıbrıslılar'a ait olacak iki bölgeli iki
toplumlu özgür bir Kıbrıs isteyen ilerici Kıbrıslı Türklere duyduğum
hayranlığı dile getiriyor ve cesaretleri, atılganlıkları ve kahramanlığı önünde
eğiliyorum." dedi.
Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğu, AB
üyeliğinin, acı geçmişi ve sözde 'Anavatanlarından' gördükleri baskıları da
dikkate alarak, güvenliklerini güvence altına alacak bir araç olduğu
görüşündedirler." (05.02.2001)
HARAVGİ: AKEL'DEN KIBRIS'LI TÜRK ÖĞRETMENLERİN
MÜCADELESİNE DESTEK
AKEL, KTÖS tarafından Ankara'ya yönelik yayımlanan
ilan dolayısıyla, "Kıbrıs Türk toplumunu yavaş yavaş ısınan bir
yanardağa" benzetti. AKEL Barın Bürosu tarafından yayımlanan bildiri şöyle:
"Uzun zamandan beri Kıbrıs Türk toplumunda için
için yanan yanardağ yeniden infilak etti. Kıbrıs Türk Öğretmenleri Sendikası
KTÖS'ün, 'Ankara Ne Paranı, Ne Ekonomik Paketini, Ne de Memurlarını İstiyoruz'
başlıklı bildiri, Denktaş rejiminin seri tepkisine neden oldu. 'Polis' önceki akşam
örgüt bürolarına girerek arşiv ve diğer malzemelere el koydu. Başsavcı ise
Denktaş'ın talimatıyla sendikacı öğretmenlere ders vermeyi yasaklamayı inceliyor.
Kıbrıslı Türk öğretmenlerin tepkisi bireysel bir olay olarak göğüslenmemelidir.
Kıbrıs Türk toplumu yıldan yıla yok olduğu duygusu içindedir. Denktaş'ın
görüşmelere katılmayı reddetmesi, Kıbrıslı Türkler'in gelecekle ilgili
kötümserliklerini güçlendiriyor. KTÖS'ün ve daha ziyade 41 örgüt platformu ve
kitle örgütleri tarafından geçtiğimiz temmuz, eylül ve ekim aylarında düzenlenen
kitlesel mitingler bunun basit bir göstergesidir." (02.02.2001)
(yukarı)
İLANI YAYINLAYANLAR
VE DESTEKÇİLERİ
KTOEÖS Başkanı Ahmet Barçın,
konuyla ilgili açıklamasında ülkede demokrasi çemberinin giderek daraldığını
savunarak, “kazanılmış haklara yapılan saldırılara ses çıkarmayan çevrelerin
KTÖS’ün birikimlerinin patlamasına” veryansın ettiklerini ileri sürdü. Barçın,
“Toplumsal varlığı tehdit eden ekonomik uygulamalar” gündemdeyken bir
düşünceden dolayı ortalığı velveleye vermenin düşündürücü olduğunu iddia
ederek, “Toplumsal çıkmaza neden olan” cumhurbaşkanı ile hükümetin bunu fırsat
bilerek ülkede yaşanan sıkıntıları örtbas etmeye çalıştıklarını öne sürdü.
Emek-İş Genel Başkanı İsmail
Özbarış açıklamasında “ekonomik paketi topluma dayatanların son günlerde paketi
geçirme yöntemlerini geliştirerek karanlık operasyonlara başladıklarını ileri
sürdü. Özbarış, “pakete karşı olan örgütleri birlikte kıramayanların
KTÖS’ün ilanını bahane ederek örgütleri tek tek kırma çabasına girdiklerini”
iddia etti.
Yön-Sen Başkanı Niyazi Düzgün,
yaptığı yazılı açıklamada, KTÖS’e karşı olan tepkileri, “ülkede yaratılan
yıkımı kamufle etmek için bir kaşık suda fırtına koparmak” olarak nitelendirdi.
KTÖS’e karşı yapılan eleştirilerin ülkede
demokrasinin yerleşmemesine yönelik olduğunu savunan Düzgün şöyle dedi:
“Bu konuda hesap sorulması gerekiyorsa, KTÖS’ten
değil, Ankara’yı işaret edenlerden hesap sorulmalıdır. Bu konuda tepki duyulması
gerekiyorsa, yönetici olarak seçilip sorumluluk yüklenmek istemeyenlere yönelik
olmaldır. Kendi zaafiyetlerini gizlemek için sendikal harekete yönelik yaratılmak
istenen ortam onaylanır bir ortam değildir. Zorlama ile KTÖS yöneticilerinin
cezalandırılmaya çalışılması, hukuk düzenimize duyulan güveni sarsıcı
boyuttadır.”
Tel-Sen İcra Kurulu, “KTÖS’ün bir
sendika olması bakımından ifade özgürlüğünün bulunduğu, saldıranların da
konuyu saptırdıkları ve gerçekleri yansıtmadıkları kanaatine vardıklarını”
açıkladı.
İcra Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada,
“öğretmenlerin Türkiye ve Türk Halkı’na karşı düşmanlık beslemediklerinin
saldırganlar tarafından da bilindiği” kaydedilerek, “KTÖS’ün ülkemizin
geleceğini ellerine teslim ettiğimiz bir kitlenin temsilcileri olduğunu
hatırlatırız” denildi.
KTÖS: “NE İLANDA NE DE ANLAYIŞIMIZDA
TÜRKİYE’YE KARŞI BİR İFADE VAR”
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası, sendikanın “
İlanında ve anlayışında Türkiye Cumhuriyeti devletiyle halkına ve Türk askerine
karşı herhangi bir ifade bulunmadığını” belirterek “saldırıya geçenlerin
ilanda anlatılmak isteneni saptırdığı” görüşünü savundu.
KTÖS yetkilileri sendika lokalinde basın toplantısı
düzenleyerek gazetelere vermiş oldukları ilanın arkasında olduklarını bildirdiler.
Kalabalık bir öğretmen topluluğunun katılımıyla gerçekleştirilen basın
toplantısında sendika başkanı Mehmet Süleymanoğlu ve Genel Sekreter Varol Öztuğ,
ilanın ardından yaşanan süreçle ilgili görüşlerini açıkladı. Basın
toplantısında Yurtsever Birlik Hareketi Genel Sekreteri İzzet İzcan, KTOEÖS Başkanı
Ahmet Barçın, Türk-Sen Başkanı Önder Konuloğlu, KTAMS Başkanı Ali Seylani,
Dev-İş Başkanı Ali Gulle, diğer bazı sendika ve dernek temsilcileri ile 100’ü
aşkın öğretmen de hazır bulundu. Öztuğ’un konuşması salondaki katılımcılar
tarafından ayakta alkışlandı.
KTÖS Genel Başkanı Mehmet Süleymanoğlu,
“Bu ilanla meydanlarda söylenen ve öğretmenlerin kafasından geçen düşüncelere
tercüman olunduğu” savundu.
KTÖS Genel Sekreteri Varol Öztuğ da,
ilanı şöyle açıkladı: “Söz konusu ilan Ankara Hükümeti’nin Kıbrıs
Türkü’ne dayattığı 76 maddelik zehir zemberek paketi zorla uygulatmak için
ülkemizde bulunan Ankara Hükümeti’nin görevlendirdiği memurları reddetmekte, bu
pakete karşılık öngörülen, elma şekeri misali 350 milyon dolar krediyi kabul
etmemektedir.Bu noktadan baktığımızda KTÖS’e karşı sistemli bir şekilde
saldırıya geçenlerin halkımızın reddettiği 76 meddelik paketi ve bunu uygulamaya
çalışan Ankara hükümetinin görevlendirdiği memurların çalışmalarını
destekledikleri ortaya çıkmaktadır. Bu noktada dayattıkları yanlıştır.”
Öztuğ, sözkonusu ilanın ayrıca,
“Kıbrıs Türkü’nün kendi hakkında kendinin karar verebileceğini ve Kıbrıs
Türkü’nün özgür ve bağımsız olma hakkının olduğununu da vurgulamakta
olduğu” görüşünü belirterek “Sayın Denktaş ve onu izleyenler ilanın ne
anlattığını yorumlamak, eleştirmek yerine KTÖS camiasına hakaret ve küfürler
yağdırmaktadır”şeklinde konuştu.
Türkiye ile Kıbrıs Türk halkının iyi ilişkiler
içinde olmasının önemine işaret ederek “Kıbrıs’ta yapılacak olan anlaşmanın
hem Kıbrıs Türklerinin hem de Türkiye’nin önünü açacağına” inanç belirten
Öztuğ, şunları söyledi:
“KTÖS’ün ne ilanında ne de anlayışında Türkiye
Cumhuriyeti devletiyle halkına ve Türk askerine karşı herhengi bir ifade vardır.
Çünkü KTÖS camiasının insana değer veren bir düşünce tarzı ve anlayışı
vardır ve tüm politikalarını bu temel düşünce tarzı üzerine kurar. Denktaş’ın
politikaları, 65 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk’ün gösterdiği yolda
ilerleyerek Avrupa Birliği’ne adım atmasında ciddi sorunlar yarattığı herkesin
malumudur.”
KTÖS Genel Sekreteri Varol Öztuğ, sendika olarak ortaya
konan yaklaşımı kamuoyu önünde tartışmaya hazır olduklarını da belirterek,
“KTÖS’e sistemli bir şekilde saldıranların tüm hakaret ve küfürlerini aynen
iade ediyoruz.. Halkımız olup bitenleri en ince ayrıntısına kadar inceleyip
değerlendirecektir” dedi.
Yurtsever Birlik Hareketi,
“TC heyetlerinin gelinen bu aşamada Kıbrıs Türk Toplumunun yararına yapabilecekleri
hiçbir şey olmadığını” iddia etti.
YBH Genel Sekreteri İzzet İzcan, yayımladığı
açıklamada, “KKTC ekonomisinin bugünkü durumundan geçmiş yıllarda KKTC’ye gelen
TC’li heyetlerin sorumlu olduğu” şeklinde görüş öne sürdü. İzcan,
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın “görüşmelerden kaçarak zaman kazanmaya
çalıştığını” da iddia ederek süreçten kaçışın mümkün olmadığını
belirtti, halkı federal çözüme destek vermeye çağırdı.
CTP’DEN SAĞDUYU ÇAĞRISI
Cumhuriyetçi Türk Partisi, KTÖS’ün ilanıyla ilgili
tepkileri değerlendirerek Cumhurbaşkanı, hükümet ve ilgili devlet kuruluşlarını,
öfkeyle hareket etmemeye; herkesi de Türkiye ile Kıbrıs Türk halkının ilişkilerini
en iyi şekilde geiştirmek için sağduyuyla hareket etmeye çağırdı. CTP,
gerginliğin derinleştirilmemesini istedi.
CTP Genel Sekreteri Ferdi Sabit Soyer, yazılı
açıklamasında, özlük hakları tehlikeye giren çalışanların, tarım sektöründe
sütten, tahıl alımına kadar binbir sıkıntıya hazırlanan üreticinin, vergilerden
bunalan halk ve girişimcinin, ekonomik çöküntüden etkilenen esnafın tüm bunlardan
sorumlu olarak Türkiye’yi gördüğünü iddia etti. Soyer açıklamasında özetle
şunları söyledi;
“Ne acıdır ki hiçbir sıkıntıda
sorumluluk yüklenmeyen ve sürekli Türkiye’yi işin önüne iten UBP-TKP hükümetinin
büyük ortağı UBP, şimdi KTÖS’ün paralı ilanıyla ilgili olaylarda en öne
atılarak Türkiye’yi en hızlı savunan ve sendikayı lanetleyen parti oldu” diyen
Soyer, bu sorumsuz ve iki yüzlü tavırların Türkiye ile Kıbrıs Türk halkının
ilişkilerini gerdiğini kaydetti.
(Editöre
geri dön) |