UBP Genel Başkanı ve Başbakan
Derviş Eroğlu ile DP Genel Başkanı Salih Coşar tarafından imzalanan 17. hükümet
protokolü şöyle:
I. GİRİŞ:
Ulusal Birlik Partisi ve Demokrat Parti’nin yetkili
organları, temel amacı ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunları
aşmak ve refah seviyesini artırıcı politikaları sağlamak üzere, bir hükümet
oluşturmaya karar vermişlerdir.
II. TEMEL İLKELER:
1. UBP-DP Koalisyonu, Anavatan Türkiye ile işbirliği
içinde, KKTC’nin dünyada saygın bir yer elde etmesi için tüm gücü ile uğraş
verecektir.
2. İki parti, halkımızın huzur, refah ve mutluluğunu
tüm icraatlarında esas olarak alacak ve ekonomik sıkıntıların aşılması için
çalışacaktır.
3. Kurulacak hükümet, bir icraat ve hizmet hükümeti
olacaktır.
4. Koalisyon Hükümeti tüm icraatında, eşitlik ve
hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlı kalacak; halkımızın laik, demokratik,
Atatürk ilkelerine bağlı yapısının güçlendirilmesi doğrultusunda gereken her
türlü önlemi alacaktır.
5. Ülkedeki ekonomik, sosyal ve diğer sorunların
aşılmasında her iki parti de gerekli kararlılığın gösterilmesi konusunda mutabık
kalırlar.
6. Devletin ve hükümetin her icraatının daha şeffaf
ve toplumun denetimine açık olması için gereken her türlü adımlar atılacaktır.
III. DIŞ POLİTİKA:
1. UBP-DP Koalisyon Hükümeti dış politikasını
Anavatan Türkiye ile tam bir işbirliği ve dayanışma içerisinde yürütecektir.
2. Hükümetimiz 1974 sonrası ortaya çıkan yadsınmaz
gerçekleri ve KKTC’nin Devlet olgusunu gözönünde bulundurarak, ülkenin ekonomisi ve
demokrasisi ile daha güçlü bir yapıya kavuşması ve uluslararası alanda tanınması
yönünde çalışacak; Anavatan Türkiye ile dayanışma içinde, dünyada hakettiği
yeri elde etmesi için tüm gücü ile uğraş verecektir. Koalisyon Hükümeti her
açıdan güçlü bir KKTC’nin bölgemizdeki barış ve istikrarın güvencesi
olacağının bilinci içerisinde hareket edecektir.
3. Anavatan Türkiye ile ilişkilere özel bir yer, önem
ve öncelik verilecek; KKTC ile TC arasında her alanda işbirliği ve dayanışmanın
daha da derinleştirilmesi ve geliştirilmesi için her olanaktan yararlanılacak, bu
konuda her fırsat değerlendirilecektir.
4. Koalisyon Hükümeti dış ilişkilerde Yüce Türk
Ulusunun ve O’nun kopmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk halkının hak ve
çıkarlarını koruyacak ve savunacaktır. UBP-DP Koalisyonu Kıbrıs’taki uzlaşı
arayışları çerçevesinde eşit egemenlik, güvenlik için Türkiye’nin etkin ve
fiili garantisinin devamı ve mülkiyet sorununun mal-mülk mübadelesi ve/veya
tazminatlar yoluyla çözümlenmesinin vazgeçilmez ilkeler olduğunu vurgulamak ister.
Ada’da kalıcı bir uzlaşı çabalarının başlangıç noktası mevcut gerçeklerin
kabülü, yani iki eşit ve egemen devletin varlığı ile bunların birbirlerini veya
Kıbrıs’ın tümünü temsil etmediği ve edemeyeceğidir.
5. GKRY Kıbrıs Türk halkını ve Kıbrıs’ın
tümünü hiçbir şekilde temsil etmemiştir ve edemez. Ada’da 38 yıldır bir
uzlaşıya varılamamasının kökeninde Kıbrıs Rum tarafının Ada’yı bir Yunan
adası olarak görmesi ve silah zoruyla gasp etmiş olduğu sözde “Kıbrıs
Hükümeti” ünvanından vazgeçmemesi veya geçirilmemesi yatmaktadır. Kıbrıs’ta
bir uzlaşı sağlanacaksa bu ancak iki ayrı eşit ve egemen devlet esası üzerinde
sağlanabilir. Gerçeklerin kabülü, tüm uzlaşı arayışlarının başlangıç
noktasını oluşturmalıdır.
6. GKRY’nin sözde “Kıbrıs Hükümeti” sıfatıyla
sürdürdüğü tek yanlı ve gayrıyasal AB üyelik süreci ve diğer faaliyetler,
görüşmeler süreci içerisinde oluşturulan tüm parametrelere ağır bir darbe
indirmiş ve mevcut açmazı pekiştirmiştir.
7. GKRY’nin AB’ne tam üyeliğinin gerçekleşmesi
Kıbrıs’ın geri dönülmez biçimde bölünmesi sonucunu doğuracaktır. KKTC, GKRY
ile muhakkak surette bir anlaşmaya varmaya mahkum değildir. Rum tarafı tek yanlı
olarak AB’ne alındığı takdirde bunun yaratacağı sonuçlara da katlanması
gerekecektir. Bu durumda KKTC yolunu çizmiştir ve Anavatan Türkiye ile entegrasyona
yönelecektir. Kıbrıs’ta Kıbrıs Türkü’nün büyük acılar yaşadığı 1974
öncesi karanlık döneme dönülmesi mümkün değildir.
8. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 1963’de
başlayan Rum siyasetini ve eylemlerini, bunun sonucu olarak meydana gelen gerçekleri ve
KKTC’ni gözardı ederek Türkiye’nin aleyhine almış olduğu son karar, bu yönde
başvuru yapan Rum tarafının düşmanca politikasının son halkasını
oluşturmaktadır. Süregelen BM süreci içerisinde oluşturulan parametreleri bertaraf
etmek suretiyle kendi uzlaşı şartlarını empoze etmeye yönelik bu ve bu tür
kararlara Kıbrıs Türk tarafı Anavatan Türkiye ile işbirliği içerisinde sonuna
kadar karşı çıkacaktır.
9. KKTC’nin uluslararası kuruluşlarda görüşlerini
yansıtabilmesi, KKTC’ne karşı uluslararası alanda uygulanan engelleyici tedbirlerin
kaldırılması ve KKTC’nin bütün ülkelerle serbestçe siyasi, ekonomik, sosyal,
kültürel ve sportif temaslar sürdürebilmesi amacıyla, Türkiye ile müşterek
gayretler sürdürülecek ve Türkiye ile KKTC Hükümetleri arasında yakın işbirliği
ve dayanışma içinde hareket edilecektir. İnsan haklarının ve demokrasinin
kaçınılmaz öğeleri olan bu hususlarda hakkımız sonuna kadar savunulacaktır.
10. Anavatan Türkiye ile siyasi, mali, ekonomik, teknik
ve savunma işbirliği ilişkilerinin geliştirilmesi Hükümetimiz’in öncelikli
hedefidir. Bu amaca yönelik çabaların ikili anlaşmalar temelinde hayata geçirilmesine
özel önem verilecektir.
11. Kıbrıs Türk halkına ve Devletine karşı
sürdürülmekte olan insanlık dışı ambargoların aşılması için Anavatan Türkiye
ile birlikte her türlü çaba sarfedilecektir. GKRY’nin Kıbrıs Türk halkı adına
söz söyleme ve onu temsil etme hak ve yetkisinin olmadığı ve olamayacağı her
fırsatta dile getirilecek, Rum Yönetimi’nin süregelen hasmane politikasının
Kıbrıs’ta bir uzlaşıya varma yönünde en önemli engellerden birini oluşturduğu
vurgulanacaktır.
12. Uluslararası alanda KKTC’nin sesini müstakil bir
biçimde duyurabilecek noktaya gelinceye kadar KKTC Dış Temsilciliklerinin
faaliyetlerine ivme kazandırılacak; bunun yanısıra Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri
ve KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları arasında imzalanmış olan İşlevsel ve
Yapısal İşbirliği Protokolu uyarınca başlatılan uygulama daha da
yaygınlaştırılarak devam ettirilecek ve bu yöntemle Kıbrıs konusunun ele
alındığı her platformda KKTC’nin sesinin duyurulması için elden gelen çaba
gösterilecektir.
13. Yurt dışında yaşayan ve bulundukları ülkelerde
Kıbrıs Türkünün birer temsilcisi konumunda bulunan vatandaşlarımızın KKTC ile
olan ilişkilerinin daha da pekiştirilmesi ve Kıbrıs Türkü’nün sesinin
duyurulmasında potansiyellerinden yararlanılmasına yönelik gerekli çalışmalar
yapılacaktır.
IV. HÜKÜMET VE PARLAMENTODA ÇALIŞMA DÜZENİ
A. Bakanlar Kurulu'nun Çalışma Yöntemi
1. Koalisyon hükümeti, uyumlu bir icraat hükümeti
olarak çalışmayı amaçlamaktadır.
2. Her iki parti de eşit siyasal ortak olarak hükümette
yer alırlar. Başbakan ve Başbakan Yardımcısı, Hükümet ve Parlamento
çalışmalarında koordinasyon sağlar.
3. Hükümet bir bütündür. Bakanlar Kurulunda kararlar
oybirliği ile alınır. Resmi Gazete’de yayımlanması gereken kararlar usulü ve
süresi içinde yayıma gönderilir.
4. Bakanlar, Bakanlar Kurulu'nun karar alması ve bilgi
edinmesi gereken konuları, gerekli tüm bilgileri de içeren bir önerge ile Bakanlar
Kurulu toplantısından en az iki gün önceden Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliğine
iletir. İvedilik arzeden konular gündem dışı olarak Başbakan ve Başbakan
Yardımcısı tarafından Bakanlar Kurulu'na getirilebilir. Bakanlar Kurulu gündemi,
Başbakan ve Başbakan Yardımcısı’nın istişaresi ile belirlenir.
5. Bakanlar Kurulu Sözcüsü olarak, Başbakan ve
Başbakan Yardımcısının mutabakatı ile ortaklığı oluşturan tarafların kabine
üyeleri arasından birer olmak üzere iki kişi seçilir. Sözcünün gaybubeti halinde,
diğeri bu görevi yürütür.
6. Bir Bakanın yokluğunda ona vekalet edecek olan Bakan
aynı partinin Bakanları arasından atanır. Koşulların gerektirdiği hallerde
Başbakan ile Başbakan Yardımcısı'nın ortak mutabakatı ile farklı bir uygulama da
yapılabilir.
7. Başbakan'ın yokluğunda, kendisine Başbakan
Yardımcısı vekalet eder.
8. Bakanlar, hükümet uygulamalarıyla ilgili
eleştirilerini Bakanlar Kurulu dışında yapamaz; Bakanlar, görev alanları dışında,
başka bir Bakanlığı, Bakanlar Kurulu'nu veya devleti yükümlülük altına sokacak
veya emrivakiler karşısında bırakacak veya koalisyon teamüllerine aykırı herhangi
bir beyanat veremez veya davranış içine giremezler.
9. Bakanlar, kendi Bakanlıkları ile ilgili konularda,
kamuoyuna açıklayıcı bilgi verebilirler.
10. Her iki parti de hükümetteki üyelerini yasal
prosedür içinde serbestçe değiştirebilirler. Ancak bir bakanın azli konusunda
Başbakan ve Başbakan Yardımcısı’nın ortak mutabakatı aranır.
11. Koalisyon ortaklarından birinin Hükümete desteğini
çekmesi halinde Başbakan, Hükümetin istifasını derhal sunar.
B. Parlamentodaki Çalışma Düzeni ve Koordinasyon:
1. Meclisin daha etkin ve verimli çalışabilmesi için
Meclis İç Tüzüğü ve diğer mevzuat gözden geçirilecektir.
2. Koalisyon ortaklarının Meclis grupları, uzlaşılan
konularda Meclis Genel Kurulunda ve Meclis Komisyonlarında birlikte hareket edeceklerdir.
Alınacak kararlar ve açıklanacak görüşler, koalisyon ortağı her iki grup üyeleri
tarafından savunulacaktır.
3. Her iki partinin ilişkilerini koordine etmek üzere
bir Koordinasyon Grubu oluşturulacaktır.
4. Cumhuriyet Meclisi ile Hükümet çalışmalarını
koordine etmek için, her iki partiden birer Bakan görevlendirilecektir.
V. KAMU YÖNETİMİ VE DÜZENİ
1. Koalisyon Hükümeti, kamu yönetimini etkinleştirmek
ve şeffaflık, katılımcılık ve halka dönük bir yönetim anlayışıyle yurttaşa
hizmet götürecek bir araç haline dönüştürmek ve kamu yönetimini içinde bulunduğu
hantal yapıdan kurtarmak için gerekli önlemleri alacaktır.
2. Kamu yönetimi etkinleştirilecektir. Yerinden
yönetimin sağlanması ve verimliliğin artırılması hedeflenecektir.
3. Bu çerçevede, Kamu Yönetimi ile ilgili tüm yasalar
ele alınacak ve yukarıdaki amaçlar doğrultusunda gözden geçirilecektir.
4. Tasarruf tedbirleri bağlamında, RHA kullanımını
azaltacak ve kullanımını kurala bağlayacak önlemler ivedilikle alınacaktır.
5. Devlet kadrolarıyla ilgili yasal düzenlemeler
tasarruf ve verimlilik ilkeleri ışığında yeniden gözden geçirilecektir.
6. Kamudaki yapılanmaya ilişkin olarak yapılacak
düzenlemelerin uzun vadeli bir perspektifle ele alınmasına ve kurumsallaşmanın
sağlanmasına azami özen gösterilecektir.
VI. EKONOMİ POLİTİKASI
Ekonomi tüm sektörleri ile bir bütündür ve
yaratılacak katma değer yönünden birbirlerini tamamlayıcı olacak şekilde
yönlendirilecektir. Devletin sosyal yapısı gözardı edilmeden serbest piyasa
koşullarına uygun liberal ekonomik bir politika uygulanacaktır. Bu amaçla Devlet’in
piyasaya müdahaleci değil, düzenleyici rolü geliştirilecektir.
1.Devletin büyümesindeki en önemli faktör olan
istihdam baskısından soyutlanabilmesi için alternatif olarak özel sektörün
geliştirilmesi sağlanacaktır.
2.Gerekli görülen kamu kuruluşlarının
özelleştirilmesi yanında fiyatlandırılabilir ya da pazarlanabilir bazı kamu
hizmetlerinin de özel kesime aktarılması suretiyle ekonomide verimliliğin
artırılması ve ek kaynak yaratma potansiyelinin yaratılması hedef alınacaktır.
3. Özelleştirme çalışmaları süratlendirilecek,
devletin ekonomik faaliyetleri en alt düzeye indirilecek, serbest piyasa koşullarına
müdahalesi asgariye indirilecek ve Devlet küçültülerek daha etkin ve verimli
kılınacaktır. Özelleştirmede, üretimin ve verimin artırılması, tekelleşmenin
önlenmesi, rekabetin geliştirilmesi, çalışanlara ve üreticilere öncelik hakkı
verilerek mülkiyetin tabana yayılması gibi ilkeler gözetilecektir. Yap-işlet;
yap-işlet-devret modeliyle ilgili yatırımlara olanak tanımak amacıyla yasal
düzenleme yapılacaktır.
4. Öncelikle Türkiye ve dünya ekonomileriyle
bütünleşme, ada ekonomisi özelliklerinin geçerli olduğu ve ambargoların
uygulandığı ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkınması açısından öncelikli
hedeflerimizdendir.
5.KKTC ile TC arasında ortak ekonomik alan
oluşturulması amacı ile yürütülen çalışmalarda dış satım potansiyeli olan
malların karşılıklı piyasalarda serbestçe girişine olanak verilmesi yönünde çaba
harcanacaktır.
6.Hazırlanacak Master Plan çerçevesinde, tarımsal
üretimin artırılması ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi için gerekli teşvik
tedbirleri alınacaktır.
7.Ekonominin düze çıkarılması için başlatılan
çalışmalar, mevcut durum yeniden gözden geçirilerek uygulamaya konulacak ve bu
amaçla gerekli yasa tasarılarının Meclis’den geçirilmesine azami gayret
gösterilecektir.