ğEDİTÖRDEN
ğKIBRIS'TAN HABERLER
ğKIBRIS TÜRK ÜNİVERSİTELERİ
ğKİM KİMDİR ?
ğFİLATELİ
ğKİTAP
ğKIBRIS TÜRK MUTFAĞI
ğİLETİŞİM
ğASKER MEKTUBU
ğLİNKLER ANA SAYFA
e@mail
Sayfa yenilemelerinden ve yeni başlıklardan haberdar olmak istiyorsanız
e-mailinizi yazın.
|
KKTC ve
kumarhaneler
Türkiye'de kapatılan
kumarhanelerin nerede açılacağı sorusuyla birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
gündeme geldi. Kapatma kararının ardından, Türkiye’deki kumarhanelerdeki bir çok
malzeme ve ekipman Kıbrıs’a taşınmaya başlandı bile. Peki kumarhane sahipleri
için uygun ve elverişli olan bu transfer Kıbrıs'a uygun mu? KKTC'nin hukuki, sosyal,
iktisadi yapısı böyle bir göçü kaldırabilecek düzeyde mi?… Belki de en önemli
soru: “Eğitim ve Kumar bir arada olabilir mi?”
Şu anda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde altı
üniversite eğitim vermektedir. Vakıf statüsünde iki üniversite; Gazi Magosa’da,
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) ve Lefke’de, Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ). Özel
statüde ise dört üniversite; Girne’de Girne Amerikan Üniversitesi(GAÜ) ile
International American University (İAU-iau'da yödak kararıyla halen eğitim
verilmiyor), Lefkoşe’de Near East University (NEU) ile International Cyprus University
(CIU) bulunmaktadır. Özellikle Türkiye’de üniversiteyi kazanamayan öğrencilerin
tercihleri içinde DAÜ, LAU ve NEU üniversiteleri önceliği almaktadır. Türk
öğrencilerin yanında, aralarında ABD ve İngiltere’nin de bulunduğu 27 ülkeden
öğrenciler bu üniversitelerde okumaktadır.
İlk bakışta, bu üniversitelerin sadece, diploma
amaçlı, para kazanmak için kurulan üniversiteler olduğu düşünülebilir. Aslında
üniversitelerin ilk kuruluş aşamasında böyle bir süreç yaşandı. Fakat zamanla
yöneticilerin bu zihniyetten kurtulup işin temelinde eğitimi görmeye başlamaları ve
işi profesyonel boyuta taşımaları, üniversitelerdeki olumlu değişmeleri beraberinde
getirdi.
Tabii böyle bir gelişme;
üniversiteler arası rekabetin olmasını sağlamıştır, eğitimde de serbest piyasa
koşullarının işlemesi gerçekleşmiştir bunun sonucunda birilerinin "Parasız
eğitim" diyerek eğitimi ideolojik mesele yapmayıp olaya daha geniş bir
perspektiften bakmaları, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı’nın tatmin edici burs imkanı
sağlaması da bu sürece yardımcı olmuştur.
Üniversitelerin iç yapısındaki bu gelişimin yanında
ada ekonomisine olan faydası daha etkileyici. Bu senenin rakamlarına göre, bir
öğrenci ülkeye yılda ortalama 10.000$ getirmekte. Şu anda Kıbrıs'taki
üniversitelerde okuyan öğrenci sayısı takriben 15.000. Bu da yaklaşık yılda
150.000.000$ gelir etmektedir. Yani Kıbrıs’ın şu anki ekonomik gelirinin büyük bir
payını üniversiteler oluşturmaktadır.
Peki böyle bir kaynak kumarhaneler için bir kenara
atılabilir mi? Böyle bir şey olursa bunun fırsat maliyeti ne olur? Ebeveynlerin,
bundan sonra her yeri kumarhane olacak adaya, çocuklarını eğitim görmesi için
göndermeleri ihtimal dışı olmaz mı?
Üniversitelere göre kumarhanelerin
ekonomik getirisi daha fazla olur(!), üniversitelere bizim zararımız dokunmaz(!),
ülkeyi sadece kumarhanelerle kalkındırabiliriz(!) masallarını ise iki kere ikinin
beş etmesinden çıkarı olan kişiler anlatacaktır ki bunlar da büyük ihtimalle
kumarhane ve otel sahipleri olacaktır. Çünkü kumarhanenin getirisi otel, ulaşım ve
kumar gelirleriyle sınırlı kalmakta; ekonominin geneline yayılmamaktadır. Ülkeye
sanıldığı gibi ekonomik getirisi olmayacaktır. Kumar oynamaya gelen kişiler bir kaç
günlük paket turlarla adaya gelmekte, akşamları kumar oynadıktan sonra sabahtan
öğleye kadar oteline çekilip uyumakta ve öğleden sonra tekrar kumarhanenin yolunu
tutmaktadır. Anlaşılacağı gibi bu kişinin ülkeyi gezmeye vakti yok, zaten böyle
bir niyeti de yoktur. Geliş amacı sadece kumar oynamak olan kişinin ülkeye getirisi ne
olur?
Peki üniversitelerin ekonomik getirisi ve cazip noktası
nerede? Kişi buraya okumaya geliyorsa en azından dört sene burada yiyecek, içecek,
giyecek, gezecek, eğlenecek, barınacak … demektir. Yani öğrencinin harcadığı para
tüm ülkeye yayılmaktadır. En çarpıcı örnek konuttur. KKTC’ne dört yıllığına
gelen öğrenci, öncelikle ev tutmakta, binlerce kişi, ev kirası olarak dolarla,
sterlinle para ödemektedir. Lokantalar, pastahaneler, marketler, sinemalar öğrencilerin
sürekli para harcadığı mekanlardır.
Üniversiteler, ülkenin maddi çıkarları yanında,
entellektüel ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmakta, her üniversite ortamında
olduğu gibi, kültürel ve sanatsal faaliyetler organize edilmekte, müzik festivalleri,
fotoğraf ve resim sergisi, havacılık gibi etkinlikler düzenlenmektedir.
Şu anda Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nin çeşitli noktalarında 21 kumarhane fiilen faaliyette bulunmakta,
bazıları izin aşamasında beklemektedir. Hükümet ise kumarhaneler konusunda
kararsız. Koalisyonun Derviş Eroğlu başkanlığındaki UBP (Ulusal Birlik Partisi)
kanadı, kumarhanelerin kapatılmasından; Serdar Denktaş başkanlığındaki DP
(Demokrat Parti ) kanadı ise kumarhanelerin açılmasından yana. (Bu yazı
yayınlandığında UBP-DP Koalisyon hükümeti vardı. Şimdi UBP-TKP Koalisyon
hükümeti vardır)
Böyle bir kararsızlık ortamı, durumu daha da kötüye
götürebilir; Türkiye’de kumarhaneleri kapanma noktasına getiren mevzuat
yetersizliği, kumarhanelere giren ve çıkan paranın kontrol edilemeyişi, yasa dışı
bir çok işte kumarhanelerin kullanılmasının önünün alınamayışı gibi
sorunların Kıbrıs'ta da yaşanmasına neden olabilir. Kıbrıs şu durumda, hukuken ve
iktisaden, kumarhane göçünü karşılayabilecek bir alt yapıya sahip değil.
Bu soruna çözüm olabilecek en güzel yaklaşım,
kumarhane ve üniversitelerin birbirinden çok iyi bir şekilde yalıtılması olabilir.
Kıbrıs coğrafi konum itibarıyla da böyle bir ayrıma uygun bir yapıya sahip. Karpaz
bölgesi -Boğaz bölgesinin sıkı bir denetim altına alınması kaydıyla- buruna kadar
kumarhane bölgesi ilan edilebilir. Gerek denizi, gerekse işlenmemiş doğası, o
bölgenin en büyük avantajlarından. ABD bile, büyük bir coğrafyaya sahip olmasına
rağmen, kumarhaneleri sadece iki bölgeye toplamış. Bu iki bölgeye giriş ve
çıkışlar ise iyi bir şekilde denetlenmektedir. Bu model Türkiye için de
uygulanabilirdi, fakat geç kalındı. Bunun acısı, daha fazlasıyla ileriki vakitlerde
belirecektir. Sadece eli kangren olan hastanın kolunu keserseniz, onu tedavi etmiş
olmayıp ona zarar vermiş olursunuz.
Bu nedenle hem Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti, hem de Türkiye bu konuya dikkatle eğilmeli ve kısa vadeli değil uzun
vadeli hesaplar yapmalı, soruna doğru teşhis koymalı ve doğru tedavi, en kısa
sürede tatbik edilmeli. Aksi taktirde sorun çığ gibi büyür ve kapanmayacak yaralar
açabilir. Bu nedenle çığa dönüşmeden kartopunu durduralım.
Oğuz ÇETİN (Serbest
Çizgi dergisinden) |