ğEDİTÖRDEN
ğKIBRIS'TAN HABERLER
ğKIBRIS TÜRK ÜNİVERSİTELERİ
ğKİM KİMDİR ?
ğFİLATELİ
ğKİTAP
ğKIBRIS TÜRK MUTFAĞI
ğİLETİŞİM
ğASKER MEKTUBU
ğLİNKLER ANA SAYFA
e@mail
Sayfa yenilemelerinden ve yeni başlıklardan haberdar olmak istiyorsanız
e-mailinizi yazın.
|
Çünkü; Makarios'a göre Kıbrıs Sorunu 1963'te
çözülmüştü!
Rum Ortodoks Kilisesinin ruhani lideri olan Makarios
Türklere karşı bir din savaşı veriyordu. 21 Aralık 1963 saldırılarıyla birlikte
Türklerin 103 köyü terk etmesi üzerine bu köylerdeki camiler teker teker yakılıp
yıkıldı. Papazlar da bu çatışmalarda fiilen görev aldı.
Rum Yönetimi'nin o zamanki lideri, Rum Ortodoks
Kilisesinin Ruhani Lideri Makarios'un öncülüğünde hazırlanan Akritas Planı adım
adım uygulanırken, ölen, sürgüne giden, katliamlar sonucu yok edilenler de Türkler
oluyordu.
Tapu kayıtlarına göre ada topraklarının % 39' undan
fazlasına sahip olan Kıbrıs Türkleri %3'lük yere sıkışmış, can havliyle
savunmaya geçmişti. Türkiye Kıbrıs'a müdahale etmek isteyen Türkiye "Johnson
Mektubu" ile engelleniyor, barışı korumak için adaya gelen Barış Gücü
askerleri ise Rumlara yardımcı oluyorlardı.
Tabii Kıbrısta ölen, ölmemek için göç
etmek zorunda kalan, canı yanan Türk olduğu için Rum Liderliği için bir sorun
olmuyor. Uluslararası basın- yayın kuruluşlarında yer alan bu fotoğraf ve
karikatürlerden sonra Rum tarafının 1974'ten önce Kıbrıs sorunundan söz etmesi
beklenir mi?
Tabii (nadiren de olsa) Kıbrıs gerçeğini gören,
gerçekleri yazma cesaretini gösterebilen Rumlar da var. Yunan asıllı Dr. George
Nakratzas da bunlardan biri. Aşağıda Nakratzas'ın bir makalesine yer veriyoruz.
NAKRATZAS: “1960 ANAYASASINI İHLAL EDEN
MAKARİOS’DU”
Hollanda’da ikamet eden Yunan asıllı Dr. George
Nakratzas, Rum tarafının Enosis hayalini ve Rum barbarlığını gözler önüne serdi.
Dr. Nakratzas, Kıbrıslı Türk ve Rum ortak yönetiminden oluşan 1960 Kıbrıs
Cumhuriyeti’nin anayasasını ihlal edenin, Kıbrıs Türk tarafı değil, Başpiskopos
Makarios olduğunu bildirdi.
Dr. Nakratzas Yunanistan Komunist Partisi Yeniden
Yapılanma Merkez Komitesi’nin yayın organında yer alan makalesinde, Başpiskopos
Makarios’un enosis hayaliyle 1960 Anayasası’nın 13 maddesinde değişiklik yaparak,
Türk tarafını ortaklık cumhuriyetinden dışladığını ve hemen ardından 21
Aralık’ta Kıbrıslı Türkleri katletmek amacıyla saldırı başlattığını yazdı.
Makarios’un, Türk tarafının anayasadaki değişikliği reddetmesini dünyaya
“Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’ne itaatsizlik” şeklinde duyurduğunu, ancak bunun
tamamen gerçek dışı olduğunu vurgulayan Dr. Nakratzas, “Yasal açıdan bakılacak
olursa, anayasayı tek yanlı olarak keyfi şekilde ihlal etme girişiminde bulunan
Kıbrıslı Türkler değil, Makarios’du” dedi.
Dr. Nakratzas, Kıbrıslı Türkler’in, 1963 ile 1967
yılları arasında, Sampson, Yorgacis ve Lissarides tarafından yönetilen çetelerce
öldürüldüğüne işaret ederek, “Bu konuda genç Yunanlıların bir fikri yok”
dedi ve bu katliamlarda ‘Kıbrıs hükümeti’ olarak adlandırdığı Rum yönetiminin
büyük sorumluluğu bulunduğunu vurguladı.
Rum tarafının kayıplar konusunu
propaganda haline getirdiğini ve gerçek kayıp sayısının açıklanandan çok daha az
olduğunu BM belgelerinden alıntılar yaparak makalesinde gözler önüne seren Dr.
Nakratzas, 21 Aralık 1963 ile 8 Haziran 1964 tarihleri arasında kayıp olduğu resmen
açıklanan Kıbrıslı Türkler’in sayısının 232 olduğuna dikkati çekti.
Nakratzas, “Bu dönemde sadece 43 Rum’un kayıp olduğu belirlenmiştir. Bu rakamlar
BM Genel Sekreteri’nin S/5950 sayılı raporından alınmıştır” dedi. Nakratzas,
kayıplar konusundaki gerçekler bu iken, Rum basının, devamlı şekilde, ellerinde
sevdiklerinin fotoğraflarını tutan Rum kadınların resimlerini yayınladığını,
ancak kayıplar hakkında bilgi edinmeye çalışan Türk kadınların fotoğraflarına
bugüne kadar hiç yer vermediğine dikkati çekti.
1963-1967 yılları arasındaki katliamlardan Rum
yönetiminin sorumlu olduğunu vurgulayan Dr. George Nakratzas, Rum Yönetimi’nin Avrupa
Birliği’ne giriş müzakereleri sırasında iki soruya yanıt vermesi gerektiğini
belirtti ve bu soruları şöyle sıraladı:1) “Kıbrıs hükümeti, Kıbrıs Türk
devletini tanımayı reddediyorsa veya 2) Gevşek bir Türk-Rum konfederasyonunu kabul
etmeyi reddediyorsa geriye kalan şu iki çözümden hangisini düşünüyor?A)
Kıbrıslı Türkler’in 1963 öncesinde yaşadıkları köylere geri dönmelerini mi,
yoksaB) Kıbrıslı Türkler’in 11 yıl mahsur kaldıkları enklavlara geri dönmelerini
mi?”
|