Sevgili Kıbrıs Evi okurları, bu satırları
okuduğunuza göre Kıbrısevi'ndeki değişiklikten büyük ölçüde haberdarsınız
demektir.
Kıbrısevi'nin müdavimleri Oğuz Çavuşu,
dolayısıyla Kıbrısevi'nin web tasarımcısını biliyorlar. Bilmeyenler için kısaca
özetliyeyim; Temmuz ayında geçici görevli olarak KKTC'ne gidişim sırasında Oğuz
Çavuş da geçirdiği apandist krizi sonucu ameliyat olmuş ve hava değişimi
almıştı. Benimle birlikte Türkiye'ye gelen Oğuz Çavuş ilk icraat olarak sayfada
radikal değişiklikler yaptı. Ana sayfadaki güzelim grafik ortadan kaybolurken yerine
daha işlevsel bir sayfa geldi. Benim sonradan eklediğim linkler, sayfa sonlarında ya da
yanda düzensiz bir biçimde yerleştirilmiş durumdaydı. Şimdi ana sayfaya
baktığınız anda ilgi alanınıza göre yönünüzü derhal belirleyebilecek duruma
geliyorsunuz.
Tabii bu anlattığım şekildeki değişiklik.
Umarım beğenirsiniz. İçerik de ise bu kez fazla bir değişiklik yapamadım.
Kullandığım bilgisayar Oğuz Çavuş'undu, el koydu; bilgisayarın bulunduğu ve benim
çalıştığım oda Oğuz Çavuş'undu ona da el konuldu dolayısıyla sayfa yenilemeye
fazla zaman ayıramadım. Örneğin Filateli sayfası için yeni çıkan pullar geldi ama
bu düzenleme çalışmaları sırasında fazla zaman ayıramadım.
Buna ilaveten Cumhuriyet Meclisi baskını ve
bankazedelere ilişkin gelişmeleri, yakından izlememe rağmen, sizlere günü gününe
yansıtamadım. Ancak bu konuda size özel bir dosya hazırlayacağıma dair söz
veriyorum. Örneğin meclis baskınının ardından Cumhuriyet Meclisi'ndeki
tartışmaları merak edeceksiniz..
Bankazedeler ve meclis baskını gündeme gelince
bu konuda Türkiye'nin yaklaşımını da yakından izlememiz gerekir. Basından
görebildiğimiz kadarıyla KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu, sorunların karşılıklı
görüşülmesi için Ankara'ya gelme talebinde bulunuyor ve hükümet de bu talebi (pek
de nazik olmayan bir biçimde) geri çeviriyor. Başbakan Bülent Ecevit bu konuda tek
mutahatabının Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olduğunu vurgulayan bir politika izliyor ve
Kıbrıs'taki bunalımın aşılması için tek çarenin "Başkanlık sistemi"
olduğunu bu yola gidilmesi gerektiğini söylüyor. Başbakan Bülent Ecevit bu konuda
haklı. Ben de KKTC için başkanlık sisteminin yararlı olacağına inanıyorum ama bu
konudaki kararı Kıbrıs Türk Halkının karar vermesi gerekmiyor mu? Tam uymasa da bir
benzetme yapalım, IMF, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizden kurtulması için
bazı önerilerde bulunuyor ve biz de bunları, işimize geldiği için (belki de
mecburen) uyguluyoruz. Peki IMF yetkilileri bize sundukları ekonomik önlemlerin yanında
"başkanlık sistemine geçmemiz" ya da bunun gibi siyasi içerikli başka bir
öneride bulunsalardı kendilerine ne cevap verirdik?
Soruyu bir de başka türlü sorayım;
Kıbrıs'ta Denktaş ile Eroğlu arasında bir anlaşmazlık var ve bu anlaşmazlıkta biz
Denktaş'ı tuttuk ve Eroğlu'nu dışladık diyelim. Peki ilk seçimlerde Eroğlu
oylarını daha da arttırarak gelirse ne yapacağız? Biz bu seçim sonuçlarını kabul
etmiyoruz, yeni bir seçim daha yapın mı diyeceğiz? Eroğlu'nu siyaset sahnesinden
silmek için yakın geçmişte, seçimden birinci parti çıkmasına rağmen UBP'ne
hükümeti kurma görevi verilmediydi. Ne oldu? Eroğlu siyaset sahnesinden silindi mi?
Tam aksine, Eroğlu daha da güçlendi ve o tarihe kadar hiçbir zaman ikinci tura
kalmadan % 60'lardan fazla oy alarak seçilen Cumhurbaşkanı Denktaş, son iki seçimdir
ikinci turda seçilebildi. Aynı hatayı iki defa işlemenin mantığı ne acaba? Bir
atasözümüz; "Aynı taşa iki defa sürçene gülerler" der. Türkiye'nin
Kıbrıs'ta ayağını sürçmesini, Rum- Yunan ikilisi ile birlikte AB ve ABD de dört
gözle bekliyor.
Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkiler
ana-yavru ilişkileri çerçevesinde yürüyorsa, belki ilkokulda çocuğumuzu hangi okula
yazdıracağımıza karar verebiliriz ama iş üniversiteye kayıt olunca üniversitede
okuyacak çocuğumuzun tercihlerine saygı göstermek zorunda kalırız.
Benim önerim, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri
Kıbrıs'ta neler olup bittiğini tam anlamıyla öğrenmek zorundadır. Türkiye'nin
Lefkoşe Büyükelçisinin basınla bile doğru dürüst bir diyalogu kalmadıysa, ciddi
bir eksikliğimizin varlığından söz edebiliriz. Önce bu eksikliği giderelim
|